Yazar İhsan SEYHAN
19/04/2015, 2817 kez okundu
Hazreti Enes Radıyallâhü Anh’ın rivayet ettiği Hadisi Şerifte Nebi Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
-“Bir şeyi unuttuğunuz zaman bana salavatı şerife okuyunuz, inşallah hatırlarsınız.”
Hadis-i Şerif: Mirac gecesi bir nehir gördüm; suyu baldan tatlı, kardan soğuk, miskten güzeldi. Cebrail’e “Bu nehir kimin içindir?” dedim. “Receb ayında uzun salavat-ı şerife getirenler içindir.” Cevabını verdi.
Allâh’ümme salli ve sellim alâ seyyidil enbiyâi ve senedil ebrâr, el müstahraci dürretü vücûdihî min esdafi eşrafi maaddin ve nezâr. Muhammedin-il Mustafa el muallâ el muhtâr kurrati uyûnil muhâcirine ve kuvveti mütûnil ensâr.
Şu söz ne güzeldir:
Muhammed kim garaz oldur cihandan
Vücudu cevher ve âlem arazdır.
Bu mevcudattan maksadı bâri
Odur bizzat ve bâki bil arazdır.
(1)
SENE ON İKİ AYDIR
İmam-ı Râzî (R.h.) tefsirinden:
Bilmelisin ki, Araplara göre sene, Kameri aylar itibarı ile on iki aydır. Buna delil, aşağıdaki ayetlerdir.
Ayet Meali: O Allah’tır ki, güneşi bir ışık ve ayı da bir nur kıldı. (Büyüyüp küçülen) miktarlar ve ölçüler tayin buyurdu ki senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz. Allah, bunları ancak hak ve hikmet olarak yarattı. Allah, anlayacak bir topluluk için ayetlerini açıkça beyan ediyor. (Yunus-5)
Ayet Meali: (Ey Resulüm), sana yeni doğan aylardan soruyorlar. De ki: “- Onlar, insanların muameleleri ve hac için vakit ölçüleridir. (Bakara-189)
Başka topluluklara göre ise sene güneşin tam bir dönüş müddetinden ibarettir. (Şemsî).
Kamerî sene Nücum (Astronomi) alimlerince malum olan bir miktar Şemsi seneden daha azdır. Bu noksanlık sebebiyledir ki, Kameri aylar mevsimden mevsime intikal eder. Dolayısıyle hac ibadeti bazen kış, bazen de yaz mevsiminde vaki olur. Bu sebeple bu ibadet insanlara meşakkatli olur.
Cahiliyye devrinde hac mevsimi geldiği zaman insanlar ticarete hazırlanırlardı. Mümkündür ki o mevsim, etraftan tüccarın gelmesine muvafık olmayan bir vakit olurdu. Böylece ticaret sebeplerine halel gelirdi. İşte bunun için, Kebise yapmaya yöneldiler. Şemsi seneyi itibar ettiler. Böylece hac zamanı onların maslahatına muvafık muayyen bir zaman dilimine mahsus (ve sabit) olarak kaldı. Ticaret ile menfaat elde ettiler.
İşte bu hareket tarzı, Allah’ın hükmünü değiştirmektedir. Hazreti Allah onları inkâr ile şöyle buyuruyor:
“Gerçekten Allah’ın hükmü, senenin noksan veya fazla olmaksızın tam on iki ay olmasıdır.” (Tefsir-i Kebîr)
(2)
HARAM AYLARA HÜRMET
Mecâlis-i Rûmî’den:
Cahiliyye devrinde insanlar İbrahim ve İsmail Aleyhimesselâm’dan veraseten haram aylara çok hürmet gösteriyorlar, adam öldürmeyi haram kabul ediyorlardı. Sonra Nesî ihdas ettiler ve bu hürmeti değiştirdiler.
Bunu yapmalarının sebebi:
Onların maişetinin çoğu harpten idi. Harp ve aldatma topluluğu idiler. Harp esnasında iken haram olan bir ay geldiğinde harbi terk etmek kendilerine zor gelir ve o ayı helal kabul eder, onun yerine başka bir ayı haram kabul ederlerdi.
Ta ki, ayların hususiyetlerini ortadan kaldırdılar, sadece adede itibar ettiler. Muhtemeldir ki, senenin aylarının adedini artırdılar, vakitler kendilerine geniş olsun diye on üç veya ön dört aya çıkardılar. Onun içindir ki Mesabîh’da mezkür hadisi şerifte adet üzerine delil varit oldu. Aleyhisselâm Efendimiz bu hadisi şerifinde açıkladı ki; gerçekten sene on iki aydır ve Efendimizin teşrî’i ehli kitabın yaptığı gibi güneşin seyri ile değil, ayın seyri ile takdir edilmiştir.
Hadisi Şerifte Receb ayı “Mudır” kabilesine izafe edildi. Çünkü bu kabile Receb ayına tazim ve hürmette çok ileri gitmişlerdi. Onun için kendilerine nispet edildi.
CAHİLİYYE DEVRİNDE HARAM AYLARDAKİ HÜKÜM VE ADETLERDEN BAZILARI
a- Cahiliyye devrinde insanlar harb etmeyi haram kılmışlardı. Bu
adet İslâmiyet’in başlangıç döneminde de câri idi. Sonra nesh edildi.
b- Atîra adını verdikleri bir kurban keserlerdi. İslamiyet bu kurbanı da iptal etti.
Hadis Meali: (İslamda) Fera’ ve atîra yoktur.
Fera’: Devenin ilk doğurduğu yavrudur ki cahiliyye devrinde insanlar onu keserler ve teberrük ederlerdi.
Atira: Receb ayının ilk on gününde kestikleri kurbandır ki ona “Recebiyye” derlerdi. Cahiliyye devrinde bununla ibadet ettiklerini düşünürlerdi. İslam’da neshedildi. (Mecalis-i Rûmi’den)
(3)
BAZI ZAMAN VE MEKANLARIN DİĞERLERİNE ÜSTÜNLÜĞÜ
Tefsir-i Kebir’den:
Zaman parçaları hakikatte birbirine benzemektedir. Bu farklılıktaki sebep nedir? diye sorulursa şöyle deriz:
Şeriatta bu mana uzak değildir. Bunun benzerleri de çoktur. Görmez misin ki Allâh’ü Teâlâ ;
a-Belde-i haramı hürmetin fazlalığı hususunda diğer beldelerden ayırmıştır.
(b) Cuma gününü fazilet ve şerefinin fazlalığı ile haftanın sair günlerinden üstün kıldı.
(c) Arefe gününü, o güne mahsus ibadetlerle diğer günlerden ayırdı.
(d) Ramazan ayında orucu farz kılmak suretiyle hürmetini ziyade ederek diğer aylardan ayırdı.
(e) Günün bazı saatlerinde namazı farz kılmakla diğer saatlerden ayırdı.
(f) Kadir gecesi gibi bazı kandil gecelerini diğer gecelerden ayırdı.
(g) İnsanlardan bazılarına risalet hilatını (elbise) vermekle sair insanlardan ayırdı.
Bu misaller, açıkta ve meşhur olunca aylardan bazısının hürmet ve kereminin ziyadesi ile diğerlerinden ayrılması uzak olmasa gerek.
Hadis-i Şerif: Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.
Fukahâ’dan birçokları katlin bu aylarda vuku bulmasından dolayı katil üzerine diyeti daha ağır hükmetmişlerdir. (Tefsir-i Kebir)
(4)
EFENDİMİZİN GELİŞİ MAHLUKATA MÜJDELENDİ
“Hazreti Allah, âlemi Mustafa’sı ile nurlandırmayı ve şirk ve fücûru habib-i müctebası ile uzaklaştırmayı murad etti” sözünün manası nedir?
Kerûbiyyün melekleri (Azrail, Cebrail, Mikâil, Îsrafil)nin reisi olan Cibril-i Emin hamele-i Arş ve Sidre’nin yanında, Cennet ve Semavatta yüksek sesle nidâ etti:
-“Ey hamele-i Arş, ey Sidre ehli, ey Cennet ve semâ ehli! Şüphesiz Hazreti Allah, beldelerin ziyası, nebilerin hâtemi, Ahmed, Muhammed, Tâhâ ve Yasin isimleri ile müsemmâ, beşîr (müjdeleyici), nezir (korkutucu), emin olan zatı yaratmakla vadini yerine getirdi. O, Allah’ın izni ile şimdi ruhlar âleminden şahıslar fezasına geldi. O inci, saadet ve felâh ile Vehb kızı Âmine’nin sadefine bırakıldı.”
Melekler bu müjdeyi duyunca Allah’a hamd-ü sena ettiler. Bu hadiseyi bazısı bazısına müjdeledi, sevinç ve sürur izhar ettiler. Sonra nur perdeleri kaldırıldı. Cenabı Hak habibinin gelmesi şerefine Melaike-i kirama tecelli etti. Melekler, arzuların en yücesi olan “Zülcelâl’in tecellisi” ile müşerref olunca ve Melik-i Müteâl’in habibinin müjdesini alınca Rabbimiz Teâlâ Cebrail Aleyhisselâm’a şöyle emretti:
-“Ey kürabiyyun’un (dört büyük melek) reisi ve ey Melek-ül Emin! Yüz bin melek ile beraber yeryüzüne in, mahlukatın efendisinin gelişini müjdelemek üzere onları kara ve denizlerin her köşesine teslim et.”
Bunun üzerine Cebrail Aleyhisselâm memur meleklerle birlikte yeryüzüne indi ve Nebi’yi Emin Aleyhisselâm’ın gelişini mahlukâta müjdeledi. O yüce peygamberin sıfat cevherini ve hususiyet incilerini neşrettiler. Onlardan bu müjdeyi kabul edecekler Hazreti Allah’ın ilmindedir ki, onları kabul ve saadet ehlinden kılmış, hayır ve ikrama nail olmakla tahsis etmiştir.
Allah’ım! Yüce zatın ve büyük hakkın yüzü suyu hürmetine bizi, zatını ve muhterem nebi’yi sevenlerden eyle. Onu kabul meziyeti ve vasıl olmayı tahsil edenlerden kıl. Amin... (Vesilet-ûl Uzmâ)
HAZRETİ AMİNE HAMİLELİK DÖNEMİNİ ANLATIYOR
Hazreti Âmine binti Vehb’den rivayet edildi:
Habibim Muhammed’e (Aleyhisselâm) Receb ayında hamile oldum. Yine o ay içinde bir gece uykuda iken odama güzel yüzlü, misk kokulu ve nurlu bir zat girdi:
-“Merhaba Ey Muhammed!” dedi.
-“Sen kimsin?” dedim.
-“İnsanlığın babası Adem” dedi.
-“Niçin odama girdin?” dedim. Buyurdu ki:
-“Ey Âmine! Müjdeler olsun sana, insanlığın en hayırlısına hamilesin.”
Hamileliğinin ikinci ayında odama mübarek bir zat girdi:
-“Esselamü aleyke Ya Rasülallah!” dedi.
-“Sen kimsin?” dedim.
-“Ben Şit’im” dedi ve o da beni müjdeledi.
Hamileliğimin üçüncü ayında yine odama bir şahıs girdi.
-“Sen kimsin?” diye sordum.
-“İdris’im” dedi. O da habib-i reis ile beni müjdeledi.
Dördüncü ayda öncekiler gibi büyük bir zat geldi. Ona da kim olduğunu sordum. Hazreti Nuh olduğunu söyledi. Nusret ve fütuhat ile beni müjdeledi.
Beşinci ayda önceki üslup üzere bir zat geldi.
-“ Kimsiniz?” diye sordum.
-“Hûd’um” dedi ve beni yevmi meşhûd (kıyamet günü)nün şefaatçisi ile müjdeledi.
Altıncı ayda önceki tarzda şanı büyük olan bir zat geldi.
-“ Kimsiniz?” diye sordum.
-“Halil İbrahim’im” dedi. O da bana yüce peygamberin gelişini müjdeledi.
Yedinci ayda İsmail-i Zebih, sekizinci ayda Musa Kelimullah ve dokuzuncu ayda Meryem oğlu İsa (Aleyhisselâm) geldiler. Hepsi de muhterem Rasül’ün gelişini müjdelediler.(Vesilet-ül Uzmâ)
(5)
RECEP AYINI DEĞERLENDİRMEK
Said-i Hudri Radıyallâhü Anh’ın rivayet ettiği bir hadisi şerifte Nebi Aleyhisselâm şöyle buyurdular.
“Receb Allah’ın, Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” Ramuz (1-289)
Receb ayında Allah’ın ismini çok zikretmelidir. Zira Allah’ın ayında lâyık olan Allah ismini zikretmektir.
Onun içindir ki; “Receb, günahlardan istiğfar, Şaban, kalbi ayıplardan ıslah, Ramazan da kalbi nurlandırmak içindir” denildi.
Öyle ise Melik-i Gaffâr olan Allah’ın ayında, hususiyle seher vaktinde çokça istiğfar okumalı, özellikle de Seyyid-ül istiğfara devam etmelidir.
Seyyidül İstiğfar şudur:
“Allâh’ümme ente-l melikü-l hayy-üllezî lâ ilâhe illâ ente, ente rabbî halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü, eûzü bike min şerri mâ sana’tü, ebûü leke bi ni’metike aleyye ve ebûü bizenbî fağfir lî zünûbî fe inneke lâ yağfiruz-zünûbe illâ ente.”
Müslim Şeddad bin Evs’den rivayet etti.
Rasülüllah Efendimiz bu istiğfarı okuduktan sonra şöyle buyurdular:
-“Kim bunu inanarak ve itikat ederek gündüz okursa ve o gün akşamdan önce ölürse o Cennet ehlinden olur. Kim de inanarak gece okursa ve sabaha girmeden önce ölürse o da Cennet ehlinden olur.”
(6)
Aylar ve seneler geçiyor, biz ise bundan gafiliz. Aldatıcı şeytanın teşviki ve aldanma yeri olan, fani olan dünyayı bize süslü göstermesiyle tevbe ve istiğfarı geciktiriyoruz.
Nasihat edenlerden birisi ne güzel söylemiş:
Senenin aylarını hata ve gafletle geçirdin.
Hürmet etmedin, Muharreme ne ile geldin?
Receb ayının hakkını ifa etmedin,
Oruç ayında da tam bir oruç tutmadın.
Zilhiccenin on günü ve geceleri de,
Geçti, kaim ve sâim olmadın.
Senin neyin var? İbretle günahları imha et,
Onlara hasret ve nedametle ağla,
Yeni seneyi tevbe ile karşıla,
Umulur ki böylece geçmişi de sildirirsin.
Fakih Ebul Leys R.h. şöyle dedi:
-“Kardeşlerim! (Ahirette) hesaba çekilmeden önce (dünyada) kendinizi hesaba çekin. Amelleriniz tartılmadan önce kendiniz tartın. Büyük arza hazırlanın. O gün geldiğinde (hesap için Allah’a) arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz.”
(7)
Bu mükafatlar Receb ayının bir kısmında oruç tutanlar içindir. Bu
ayın tamamını oruçlu geçirmeye gelince: Bu hususta ne Nebi Aleyhisselam’dan ve ne de sahabe-i kiramdan bir haber sabit olmadı. Bununla beraber haram aylarda ve Receb-i Şerifte oruç tutulması mevzuunda haber varit oldu. Onun için insanları bu aylarda oruç tutmaktan men etmemek lazımdır.
Ebu Kalâbe’den şöyle dediği rivayet edildi:
-“Cennette, Receb ayında oruç tutanlara mahsus saray vardır.”
Beyhaki dedi ki:
Ebu Kalâbe tabiînin büyüklerindendir. O, ancak kendisinden öncekilerin Nebi Aleyhisselam’dan işitip tebliğ ettiklerini söyler.
Evet, İbn-i Abbas’dan (R.A) da Receb ayının tamamını oruçlu geçirmenin mekruh olduğu rivayet edildi. İmam-ı Ahmed de bu görüştedir, “bir veya iki gün oruç tutmaz” demiştir. Bunu da İbn-i Ömer Radıyallâhü Anh’dan hikâye etmiştir.
Yalnız Receb ayı ile birlikte başka bir ayı da oruçlu geçirmesi halinde kerahet kalkar.
Mâverdî İkna’da “Receb ve Şaban aylarında oruç tutmak müstehabdır” dedi.
Hadis-i Şerif: Kıyamet günü bütün insanlar açtır. Ancak peygamberler, onların ehli ve birde Receb, Şaban ve Ramazan aylarını oruçlu geçirenler müstesna. Onlar toktur, onlara ne açlık ve ne de susuzluk vardır.
Allah’ım! Seyyid ül Enam’ın babasının zifaf gecesi (olan bu gece) hürmetine bizi ve burada hazır olan cemaati bu günleri ganimet bilenlerden kıl. Hata ve günahlardan kaçınanlardan, namaz, oruç gibi ibadetlerle meşgul olanlardan eyle.
Not:
Bu dersin yazılışı 1311 senesi Receb ayının ilk Cuma gecesine tesadüf etti ki bu gece Reğaib kandilidir. Zevk ve vicdan erbabına gizli değildir ki, bu güzel bir tevafuktur. (Mürettib Rahmi)
Said-i Hudri Radıyallâhü Anh’ın Efendimiz Aleyhisselâm’dan rivayet ettiği şu Hadis-i Şerif de Receb ayı ve orucunun faziletini anlatmaktadır.
-“Uyanık olun, Receb Allah’ın ayıdır. Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan ümit ederek Recep’de bir gün oruç tutarsa, Yüce Allah’ın rızasını hak eder. Kim, iki gün oruç tutarsa, sema ve arz ehlinden, vasf edenler ona Allah katında ancak ikram vasf ederler. Kim üç gün oruç tutarsa Hazreti Allah o kimse ile cehennem arasında uzunluğu yetmiş yıllık mesafe olan bir hendek-perde koyar. Kim dört gün tutarsa, delilik, cüzzam, baras, zat-ül cenb gibi belâlardan, Deccal’in fitnesinden ve kabir azabından kurtulur. Kim beş gün tutarsa, kıyamet günü onu razı etmek Allah üzerine hak olur. Altı gün oruç tutan, yüzü bedir gecesi Ay’ın ışığından daha parlak olarak kabrinden çıkar. Kim yedi gün oruç tutarsa Cehennemin yedi kapısı vardır, her günün orucu için Hazreti Allah cehennemin bir kapısını kapatır. Kim yedi gün oruç tutarsa, Cennetin sekiz kapısı vardır, her günün orucu için Hazreti Allah Cennetin bir kapısını açar. Dokuz gün tutan, “Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Rasülüllah”diyerek kabrinden çıkar ve yüzü ancak Cennete çevrilir. On gün oruç tutana Allah Teâlâ inci ve yakut ile süslenmiş iki yeşil kanat verir, onlarla Sırat üzerinden şimşek gibi geçer.” (Muîn-ül Vaizin)
ŞANS OYUNLARI HARAM MIDIR?
3827 kez okundu, 19/04/2015
HACCIN TARİF ve FAZİLETLERİ - III
1174 kez okundu, 19/04/2015
HACCIN TARİF ve FAZİLETLERİ - II
1232 kez okundu, 19/04/2015
HACCIN TARİF ve FAZİLETLERİ - I
1389 kez okundu, 19/04/2015
KADİR GECESİ'NDE NASIL İBADET EDİLİR?
1771 kez okundu, 19/04/2015
ORUCUN VE RAMAZAN AYININ FAZİLETİ
2243 kez okundu, 19/04/2015
ÜÇ AYLARIN FAZİLETLERİ - I
3219 kez okundu, 19/04/2015
RİSALE NUR’DAN HASTALAR RİSALESİ
3483 kez okundu, 19/04/2015
UMRENİN FAZİLETİ
1665 kez okundu, 19/04/2015
İMAM-I ŞAFİİ HAZRETLERİ KİMDİR?
1555 kez okundu, 19/04/2015
KUTUPLARA YAKLAŞTIKÇA NAMAZ VAKİTLERİ
2710 kez okundu, 19/04/2015
MEVLİD KANDİLİ ÖNEMİ VE FAZİLETLERİ NELERDİR?
2720 kez okundu, 19/04/2015
MEVLİD KANDİLİ NEDİR?
1719 kez okundu, 19/04/2015
NAMAZ, AHLAK, HAYAT NAMAZI VE NEFS TEZKİYESİ
2646 kez okundu, 19/04/2015
ESKİ BAYRAMLAR VE YENİ BAYRAMLAR ARASINDAKİ FARKLAR
3236 kez okundu, 19/04/2015
KURBAN KESMENİN FAZİLETİ
1879 kez okundu, 19/04/2015
NEDEN HER İNSANIN İRADESİ FARKLIDIR?
2329 kez okundu, 19/04/2015
DUA EDERKEN ISRARCI OLMALI MIYIZ?
2273 kez okundu, 19/04/2015
LUT KAVMİ
2133 kez okundu, 19/04/2015
ORUÇ CENNETE GÖTÜRÜR
1824 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYI RAHMET VE MAĞFİRET AYIDIR
1828 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYI ORUÇ AYIDIR
1756 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYI KUR'AN-I KERİM AYIDIR
1771 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ
1754 kez okundu, 19/04/2015
BERAT GECESİNDE NELER YAPMALI?
1846 kez okundu, 19/04/2015
ŞABAN AYI'NIN FAZİLETLERİ
1825 kez okundu, 19/04/2015
CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR
1852 kez okundu, 19/04/2015
MİRAÇ KANDİLİ NEDİR FAZİLETLERİ NELERDİR?
1888 kez okundu, 19/04/2015
ADI GÜZEL, KENDİ GÜZEL MUHAMMED
2083 kez okundu, 19/04/2015
KUTLU DOĞUM HAFTASI İLE MEVLİT KANDİLİ
2003 kez okundu, 19/04/2015
İŞTE REGAİP KANDİLİ HAKKINDA BİLGİ
2522 kez okundu, 19/04/2015
İSLAMİYET’İN DOĞUŞU VE YAYILIŞI
2280 kez okundu, 19/04/2015
İSLAMİYET'TEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİ
2118 kez okundu, 19/04/2015
ABDESTİN SÜNNETLERİ
2017 kez okundu, 19/04/2015
ABDESTİN FARZLARI
1974 kez okundu, 19/04/2015
ABDEST NASIL ALINIR
1984 kez okundu, 19/04/2015
ABDEST NEDİR
1876 kez okundu, 19/04/2015
NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR
2059 kez okundu, 19/04/2015
İSLAM DİNİNDE BASKI VE ZORLAMAK YOKTUR
2261 kez okundu, 19/04/2015
PEYGAMBER EFENDİMİZİN GÜNLÜK HAYATA AİT SÜNNETLERİ
2293 kez okundu, 19/04/2015
İSLAMDA ADAB - I
2085 kez okundu, 19/04/2015
EFENDİMİZ (S.A.V)'İN YASAKLADIĞI VE TAVSİYE ETTİĞİ İSİMLER
2014 kez okundu, 19/04/2015
HZ MUHAMMEDİN HAYATI
2274 kez okundu, 19/04/2015
HZ.LOKMAN PEYGAMBERİN HAYATI
2949 kez okundu, 19/04/2015
HZ.SÜLEYMAN PEYGAMBERİN HAYATI
2245 kez okundu, 19/04/2015
HZ.DAVUT PEYGAMBERİN HAYATI
2164 kez okundu, 19/04/2015
HZ.HARUN PEYGAMBERİN HAYATI
2411 kez okundu, 19/04/2015
HZ. MUSA PEYGAMBERİN HAYATI
2532 kez okundu, 19/04/2015
HZ. YUNUS PEYGAMBERİN HAYATI
2244 kez okundu, 19/04/2015
HZ.ŞUAYB PEYGAMBER HAYATI
2279 kez okundu, 19/04/2015
HZ.ZÜLKİFL'İN HAYATI
2422 kez okundu, 19/04/2015
HZ. EYÜP PEYGAMBERİN HAYATI
2157 kez okundu, 19/04/2015
HZ. YAKUP'UN HAYATI
2365 kez okundu, 19/04/2015
HZ.İSHAK PEYGAMBERİN HAYATI
2377 kez okundu, 19/04/2015
HZ.İŞMOİL HAYATI
3076 kez okundu, 19/04/2015
HZ. ZÜLKARNEYN HAYATI
3175 kez okundu, 19/04/2015
HZ.NUH HAYATI
2410 kez okundu, 19/04/2015
HZ.İDRİS'İN HAYATI
2677 kez okundu, 19/04/2015
HZ. SIT (S.A.)
2741 kez okundu, 19/04/2015
HZ. YUSUF PEYGAMBERİN HAYATI
3123 kez okundu, 19/04/2015
HABİL İLE KABİL'İN HAYATI
2689 kez okundu, 19/04/2015
KADİR GECESİNİN ÖNEMİ
1979 kez okundu, 19/04/2015
ORUÇ'UN FAYDALARI
2332 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYIN FAZİLETİ
3299 kez okundu, 19/04/2015
RAMAZAN AYI GELMEDEN ÖNCE NELER YAPILIR
3106 kez okundu, 19/04/2015
İŞTE BERAT KANDİLİ ÖNEMİ VE ANLAMI
2828 kez okundu, 19/04/2015
ŞABAN AYINDA ORUÇ TUTMANIN MÜKÂFATI
3203 kez okundu, 19/04/2015
MİRAÇ KANDİLİ NEDİR?
2486 kez okundu, 19/04/2015
Hz. ÂDEM HAYATI
3849 kez okundu, 19/04/2015
RECEB AYI VE REGAİB GECESİNİN FAZİLETİ
2818 kez okundu, 19/04/2015
HZ.MUHAMMED (S.A.V)´İN HAYATI
2856 kez okundu, 19/04/2015
HZ.SALİH'İN HAYATI
2752 kez okundu, 19/04/2015
RUHUN ŞAD OLSUN BÜYÜK ÜSTAD
2699 kez okundu, 19/04/2015
Fatiha Süresini Hiç Böyle Okumuşmuydunuz
3233 kez okundu, 19/04/2015