Yazar Zekeriya KAYA
26/06/2015, 3924 kez okundu
Camiye doğru hızla koşan bir çocuk Hz. Ömer’in dikkatini çeker. Hz. Ömer çocuğa ;” Bu telaşlı halinle nereye doğru koşuyorsun.” Diye sorar. Çocuk ; camiye koşuyorum Ya Ömer! Diye cevap verir. Hz. Ömer mütebessim bir sima ve tatlı bir edayla, sen daha küçük ve masum bir çocuksun bu telaş ,bu endişe niye? Diye sorar. Çocuk; “Ya Ömer dün benden daha küçük bir çocuk öldü.” Diye cevap verir. UNUTMAYIN! ÖLÜMÜN YAŞI YOKTUR...
Aslında sadece ağır bir hastalık durumunda ya da büyük bir musibet zamanında veya genç biri ölünce ölümü hatırlamak, ölümden müteessir ve müteellim olmak gafletin eseridir. Hele hele bir yakınımız, bir arkadaşımız ölünce de hiç üzerine almamak, yani ölümü düşünse başkasına verir manası tam bir gaflettir. Peygamber Efendimiz (SAV);”Ani gelen ölümden Allah’a sığınırım. ”Hadisi son derece önemli mesajlar içermektedir. Düşünsenize en olmadık yerde, tam bir günahın ortasında ölümün geldiğini ve bu günahkar halimizle tövbe ve istiğfar imkanı bulmadan ebedi aleme göçtüğümüzü...Amel defterimizin böyle kapandığını...Hüsn-ü hatimeyle değil de kötü ve çirkin bir sonla hayatımızın sonlandığını...
Peygamber Efendimiz(SAV) ölümle ilgili başka bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur: ”Ademoğlu iki taş atar. Biri yakına diğeri uzağa düşer. Uzağa düşen taş emeli, yakına düşen taş ecelidir. İnsan emellerini gerçekleştirmek için koşarken karşısına eceli çıkar.” Bu dünyada hiç bir insan bütün emellerini gerçekleştirmemiştir. Bir hasretle bu dünya gurbetinden göçmüştür. Bütün emellerin, hasretlerin, gurbetlerin son bulacağı; tadımlık değil doyumluk ve sonsuz bir hayatın başlayacağı tek yer Cennettir ve Rabbimizin huzurudur. Böyle olmasaydı; 46 YIL üç kıtaya hükmeden SULTAN Süleyman şunu vasiyet eder miydi;” Ben öldüğümde ellerimi tabutumun dışına sarkıtın ki bunu gören herkes şunu anlasın. Ellerim bomboş bir şekilde bu fani dünyadan ayrılıyorum.” Yani dünya Sultan Süleyman’a da kalmadı!
Bediüzzaman’ın ölümle ilgili şu cümlesini çok sık hatırlamamız ve belki de evimizin giriş kapısına asmamız gerekir:” ÖLÜM SEKERATI UYANDIRMADAN EVVEL UYAN!” Zannediyorum Bediüzzaman Hazretleri, Peygamber Efendimizin(SAV) şu hadisinden aldığı ilhamla bu cümleyi eserinde yazmıştır: ”İnsanların çoğu uykudadır. Ölüm sekeratıyla uyanır.” Bizim gafletimizi artıran ve bizi manen derin bir uykuya daldıran o kadar çok sebep var ki; mesela derbi maçlar, siyaset(özellikle seçim zamanı),televizyon(özellikle haftalık diziler ve yarışma programları),internet, lüks hayat ve konforlu yaşam merakı ve hırsı, felsefi akımlar, savaşlar vs.
Ölümü hatırlamak insanı dünyadan soğutan, dünyayı zevksiz kılan bir durum değildir. Aksine ölümü hatırlamak; ”Eli karda kalbi yarda olmaktır.” Dünyayı bir gurbet yeri görüp vatan-ı aslisine bir iştiyak ve hasret duymaktır. Ahbaba, dosta, gerçek sevgiliye kavuşmaktır. Dünyanın meşakkatinden kurtulup ücret almak için huzur-u rahmana bir sevkiyattır. Hz. Ömer’in ölümü hatırlamak için ücret karşılığında bir adam tutması son derece manidardır. Bu kıssadan çıkarılacak en büyük ders ölümü sık sık hatırlamanın gerekliliği ve bunun son derece zor olduğudur. Hz. Ömer gibi bir zat ölümü hatırlatması için adam tutuyorsa bizim neler neler yapmamız gerekir. Mesela facebook sayfamıza gelen arkadaşlık istekleri, beğeni talepleri sayısınca akıllı telefonlarımıza da şöyle mesajlar gelse; ”Ölüm var ölüm ölüm. Kalp kırma gülüm gülüm!” Ya da ;”Doğacaktır sana va’dettiği ölüm Hakkın! Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın!” Ya da; ”Her nefis ölümü tadacaktır! Bu tadı tatmaya ruhun hazır mı?”
Hayat kadar ölümü hatırlamak ve ölüm sonrası ebedi hayat için hazırlık yapmak. Ölmek bir daha ölmemek üzere ebedi dirilmektir. Hz. Lokman’ın hayat suyu dediği iksiri kana kana içmektir. Hz. Muhammed(SAV)göz göze gelip yüz yüze muhabbet etmektir. Rabbimizi doya doya seyretmektir.Bunca ulvi hakikatın tahakkuk etmesi için;”Çok şükür öleceğiz!” Demektir. Ölmek şükretmektir. Şükretmek için ölmektir. Ölmek en büyük nimettir. Ölmek en büyük sermayemiz olan ruhumuzu Hz. Azrail’e emanet etmektir.
“O demde ki perdeler kalkar, perdeler iner;
Azrail’e;” Hoş geldin!” Diyebilmektir hüner!...
ZAMANSIZ
1343 kez okundu, 26/06/2015
GEL..
1343 kez okundu, 26/06/2015
İKİ KÖYLÜ İKİ BAHÇE
1089 kez okundu, 26/06/2015
BÎZ SENÎN KARDEŞLERÎNÎZ YA RESULULLAH!
1515 kez okundu, 26/06/2015
SESSÎZ ÇIĞLIK;HALEPÇE
1751 kez okundu, 26/06/2015
HAKİKÎ EVİMİZ
1426 kez okundu, 26/06/2015
SENDE BÎNYIL YAŞAMAK ÎSTERDÎM
1684 kez okundu, 26/06/2015
GALÎBA ÂHÎR ZAMAN
1437 kez okundu, 26/06/2015
HAYAT KALEMÎ AŞK MÜREKKEBÎNDEN BESLENÎR
1499 kez okundu, 26/06/2015
DUYGULARIMIZI EMEN VAMPÎRLER 2
1445 kez okundu, 26/06/2015
DUYGULARIMIZI EMEN VAMPİRLER-1
1411 kez okundu, 26/06/2015
EĞİTİM ve YEMEK
1331 kez okundu, 26/06/2015
MUALLİM-İ EKBER ALLAH'TIR.
1242 kez okundu, 26/06/2015
KURBANI KURBUNA VESİLE ETMEK...
1858 kez okundu, 26/06/2015
KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!..
8767 kez okundu, 26/06/2015
ÇİLEKEŞ DOST
3092 kez okundu, 26/06/2015
HAZRET-İ İNSAN
4714 kez okundu, 26/06/2015
BAŞIMIZDAKİ KEFEN VE ÜSTÜMÜZDEKİ TOPRAK...
3233 kez okundu, 26/06/2015
KİBİR AZABI
3144 kez okundu, 26/06/2015
BEDİÜZZAMAN VE EĞİTİM
3895 kez okundu, 26/06/2015
İKİ DÜNYALI OLMAK!...
3418 kez okundu, 26/06/2015
BENİM ADIM AŞK !...
2988 kez okundu, 26/06/2015
ŞİFRELERİ KARIŞTIRDIK!...
3466 kez okundu, 26/06/2015
SENİ SEVMEK !...
3274 kez okundu, 26/06/2015
NAMAZ VE RABBİMİZ
3317 kez okundu, 26/06/2015
SAMİMİYET NEDİR?
3745 kez okundu, 26/06/2015
RABBE YÖNELİŞ
3792 kez okundu, 26/06/2015
EY AŞK ! SEN KİMSİN?
3892 kez okundu, 26/06/2015
KALBİMİZE OPERASYON !...
3479 kez okundu, 26/06/2015
SANA KURBAN OLAYIM!...
3457 kez okundu, 26/06/2015
BANA HER ŞEY SENİ HATIRLATIYOR!...
4824 kez okundu, 26/06/2015
NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!...
5241 kez okundu, 26/06/2015
CHARLİE’NİN ZEBANİLERİ!...
4340 kez okundu, 26/06/2015
BEDİÜZZAMAN VE EGOİZM...
3938 kez okundu, 26/06/2015
ÖLÜMÜ UNUTMAK ÖMRÜ UZATIR MI?...
3925 kez okundu, 26/06/2015
BABA DA KİM OLUYOR
4158 kez okundu, 26/06/2015
DOKUNMATİK GENÇLİK
3832 kez okundu, 26/06/2015
BEDİÜZZAMAN VE DEPRESYON...
6519 kez okundu, 26/06/2015
PEYGAMBER EFENDİMİZ NEDEN MİRACA ÇIKTI ?
4348 kez okundu, 26/06/2015
ANNE KİMDİR !...
4132 kez okundu, 26/06/2015
NİSAN YAĞMURUM!...
3914 kez okundu, 26/06/2015
PEYGAMBER EFENDİMİZ VE EMPATİ...
14491 kez okundu, 26/06/2015
SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE!...
4105 kez okundu, 26/06/2015
PEYGAMBER EFENDİMİZE MEKTUP...
4980 kez okundu, 26/06/2015
KADER SENİ BANA YAZMIŞSA...
4118 kez okundu, 26/06/2015
İLAHİ AŞK
4349 kez okundu, 26/06/2015
STOCKHOLM SENDROMU VE SİGARA !...
3743 kez okundu, 26/06/2015
KAİNATI AĞLATAN ADAM !
3818 kez okundu, 26/06/2015
ÖLÜMÜ ÖLDÜREN NEVRUZ !...
3286 kez okundu, 26/06/2015
ÇANAKKALE GEÇİLDİ !...
6213 kez okundu, 26/06/2015
EY TÜRKLER VE KÜRTLER !...
3848 kez okundu, 26/06/2015
28 ŞUBAT DRAMI
3592 kez okundu, 26/06/2015
FATMAGÜL’ÜN SUÇU NE!..
4807 kez okundu, 26/06/2015
SENSİZ YAŞAMAK...
4717 kez okundu, 26/06/2015
BENİ ÖLDÜRÜN Kİ...
2846 kez okundu, 26/06/2015
Çocuk Mu !
2637 kez okundu, 26/06/2015
Neye Niyet Oraya Kısmet
2526 kez okundu, 26/06/2015
Karanlığı Aydınlatan Manevi Işık
3154 kez okundu, 26/06/2015
Risale-i Nurdan Güzel Söz
2698 kez okundu, 26/06/2015