ÇANAKKALE GEÇİLDİ !...

Zekeriya KAYA Yazar Zekeriya KAYA

14/03/2015, 6213 kez okundu


Yıl 624 yer Bedir...   Bedrin Arslanları  kanıyla tevhidi kurtarıyor. İ’la-yi  Kelimetullah  için  kendisinden üç kat daha fazla olan düşmanla göğüs  göğüse çarpışıyor ve  Allah zafer ihsan ediyor.

 

Yıl 1915 yer Çanakkale...  Bir haçlı ruhu  tekrar küfrün karanlığına bürünüp Avusturalyalı, Kanadalı, İngiliz, Fransız, Hindu, Yamyam suretinde görünüp iman nurunu söndürmeye çalışıyor. Güneş çıktığı zaman karanlık yok olmak durumundadır. Dolayısıyla iman nuru şu paslı gönüllerimizde oldukça, küfrün kesafeti(karanlık) ne bizde ne de  bu aziz vatanımızda  hiçbir zaman hüküm sürmeyecektir.

 

Çanakkale; top, tüfek, kurşuna karşı gövdenin, bedenin siper edildiği mukaddes bir zaferdir. İmanın tekniğe meydan okuduğu, iman dolu göğsün çelik zırhlı duvardan daha sağlam olduğunun  ispatlandığı kudsi bir savaştır. Hz. Hamza,  Hz.  Mus’ap,  Hz. Ali,  Hz. Ömer ve daha birçok sahabenin kefenlerine bürünüp Kayserili Mehmet, Vanlı Ali, Adanalı Yusuf, Pakistanlı Ömer, Hindistanlı Hamza olarak göründüğü mübarek bir muharebedir. Mesele iman ise ,mesele İslam ise biz buradayız ve sizlerle omuz omuzayız nidasının yankılandığı bir meydandır. Çanakkale’de farklı ülkelerden gelen ve ülkemizin değişik il, ilçe, kasaba ve köylerinden gelen  nice kınalı koçlar vatan uğruna, iman uğruna, namus uğruna şehit düşmüştür. O mübarek kanları toprağa düşmüştür. Mehmet Akif  İstiklal Marşı şiirinde  bu anlamlı tabloya şu ifadelerle değinmiştir,

       

        “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı;

         Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

          Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

          Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!”

 

Peki bu elleri, ayakları öpülesi şehitlerden sonra aziz hatıralarına neler yapıldı? Uğruna şehit düştükleri ; “Değmesin  mabedimin göğsüne namahrem eli!” Onlardan çok kısa bir zaman sonra bu mabedler, camiler, mescitler  ya kapatıldı ya da ahırlara çevrildi. “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli!” Savaş esnasında bile ezan okuyup cemaatle namaz kılan bu şehitlerden kısa bir zaman sonra dinin temeli olan ezan değiştirildi ve uğruna öldükleri  din temelden kaldırılmaya çalışıldı. Uğruna şehit düşülen, baş tacı edilen ve başlar üstünde gezdirilen kutsal kitabımız yakıldı, ayaklar altına alındı. Milyonlarca el yazma nüshası nehirlere atıldı. Günlerce nehirlerden su yerine mürekkep aktı. Çanakkale ‘de  şehit düşen ecdadımızın birçoğunun ismi ya Hacı Ali, ya Hoca Ömer, ya Seyda Ahmet, ya Sofu Hüseyin vs. İdi. Sizlerden sonra bu mübarek ünvanların tamamı yasaklandı. Sarığın yerini şapka aldı ve takılması zorunlu hale getirildi. Şapka takmayan binlerce masum insan ya hapse atıldı ya da idam edildi. Kafir İngiliz’in yapmadığını sözde Müslümanlar özde Müslümanlara yaptı.

        

         Ey Çanakkale Şehitleri! Sizlerden sonra buralara bir hal oldu. Buralar duman oldu. Her şey tersine döndü. Sizlerden sonra uğruna şehit düştüğünüz dine irtica denildi. Dinini yaşayan saf ve masum Müslümanlara mürteci, softa damgası vuruldu. Minarelerden başka sesler duyuldu. Kurtuluş savaşıyla kurtulduğumuzu zannediyorduk! Meğerse maddeden kurtulup manen ebedi mahkum olmuşuz. İngiliz’ler bizimle yaman bir oyun oynadılar. Senaryoyu onlar yazdılar. Bütün oyuncuları bizim aramızdan seçtiler. Ölen de öldürülen de bizdik. Onlar yönetmenlik yaptılar. Öyle bir oyun oynadılar ki... Kimimiz hala bu oyunun bir parçası, kimimiz ise hala bunun oyun olduğunu bizim de birer piyon olarak kullanıldığımızın farkında değildir. Oyun içinde oyunlar hala sürüp gitmektedir. Biz de yavaş yavaş medenileşiyoruz! Belki zamanla bizimde dişlerimiz çıkar.  

 

Tarihten bir vesika ile yazıma devam etmek istiyorum. Sömürgeler Bakanı Lord Gürzon, adamın bakanlık yaptığı alanı düşünebiliyor musunuz? Sömürgelerden sorumlu ve bizi de sömürge olarak düşünüyorlar ki; İngiltere’de mecliste Lord Gürzon’a şöyle bir soru yöneltilir.

Soru: Türklerin istiklaliyetini niçin tanıdınız?

Cevap: Asıl şimdi biz onları yok ettik.

Soru: Nasıl?

Cevap: Bu kara kitabı(Kur’an) onların içinden alarak ve onları bu kitabın hükümlerinden soğutarak.

 

Bizi  topla ,tüfekle yenemeyenler elimizdeki maddi ve manevi enerji kaynaklarımızın  tamamını bizden almışlardı. 10 yılda  dinine küfreden, mukaddesatını ayaklar altına alan, örfüyle, geleneğiyle alay eden, Çanakkale Şehitlerinin kemiklerini sızlatan  on beş milyon genç yetişmişti.

 

Bizler  celladına aşık olan mahkumlarız. 60 yıldır bizi sevmeyen, bizden nefret eden, bizi hiç bir zaman birliğine almayacak olan, tam aksine mevcut birliğimizi ve beraberliğimizi bozmaya çalışan  Avrupa Birliğinin kapısındayız. Zaman zaman kapıyı açıyorlar ama bizi içeri almak için değil. Ürettiklerimizi ve madenlerimizi içeri almak için kapıyı açıyorlar. Bir efendinin hizmetkarın yüzüne kapıyı kapatması gibi kapıyı yüzümüze çarpıyorlar.

 

Peki çözüm nasıl olacak? Biz ne yapacağız?  Üç değerli zatın  ifadeleriyle bu meseleye çözüm arayacak, bu kanlı yarayı tedavi etmeye çalışacağız. 1-Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki şu mısrası:  “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal!” Yani Hakk’a tapan, ilhamını, maddi ve manevi gücünü  Hak’tan alan bir millet, bir gençlik maddi ve manevi istiklaliyetini mutlaka kazanacaktır. O zaman “Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın! Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.” 2- Bediüzzaman’ın ;“ Kimin himmeti(gayesi, amacı)milleti ise  o kimse tek başına  küçük bir millettir.” Himmeti; milleti, vatanı, bayrağı, dini, imanı, örfü, kitabı ve peygamberi olan bir gençlik  derdimizin devası olacaktır. 3-Peygamber Efendimizin(SAV):” Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sımsıkı sarılırsanız doğru yoldan hiç ayrılmazsınız. Bunlar; Kur’an-ı Kerim ve  Sünnet-i Seniyyedir.” Kur’an okuyan ve onu en güzel şekilde yaşayanın  sünnetini yaşayan, Peygamberimizi model alan bir gençlik ve bir millet maddi ve manevi kurtuluşumuzun reçetesi olacaktır.

 

UNUTMAYIN! İlaç ya da reçete uygulanırsa etkisini gösterir ve tedavi eder.


Zekeriya KAYA Tüm Yazıları

ZAMANSIZ
1344 kez okundu, 14/03/2015

GEL..
1344 kez okundu, 14/03/2015

İKİ KÖYLÜ İKİ BAHÇE
1089 kez okundu, 14/03/2015

BÎZ SENÎN KARDEŞLERÎNÎZ YA RESULULLAH!
1515 kez okundu, 14/03/2015

SESSÎZ ÇIĞLIK;HALEPÇE
1751 kez okundu, 14/03/2015

HAKİKÎ EVİMİZ
1427 kez okundu, 14/03/2015

SENDE BÎNYIL YAŞAMAK ÎSTERDÎM
1684 kez okundu, 14/03/2015

GALÎBA ÂHÎR ZAMAN
1437 kez okundu, 14/03/2015

HAYAT KALEMÎ AŞK MÜREKKEBÎNDEN BESLENÎR
1500 kez okundu, 14/03/2015

DUYGULARIMIZI EMEN VAMPÎRLER 2
1446 kez okundu, 14/03/2015

DUYGULARIMIZI EMEN VAMPİRLER-1
1411 kez okundu, 14/03/2015

EĞİTİM ve YEMEK
1332 kez okundu, 14/03/2015

MUALLİM-İ EKBER ALLAH'TIR.
1243 kez okundu, 14/03/2015

KURBANI KURBUNA VESİLE ETMEK...
1858 kez okundu, 14/03/2015

KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!..
8767 kez okundu, 14/03/2015

ÇİLEKEŞ DOST
3092 kez okundu, 14/03/2015

HAZRET-İ İNSAN
4714 kez okundu, 14/03/2015

BAŞIMIZDAKİ KEFEN VE ÜSTÜMÜZDEKİ TOPRAK...
3233 kez okundu, 14/03/2015

KİBİR AZABI
3144 kez okundu, 14/03/2015

BEDİÜZZAMAN VE EĞİTİM
3896 kez okundu, 14/03/2015

İKİ DÜNYALI OLMAK!...
3418 kez okundu, 14/03/2015

BENİM ADIM AŞK !...
2989 kez okundu, 14/03/2015

ŞİFRELERİ KARIŞTIRDIK!...
3467 kez okundu, 14/03/2015

SENİ SEVMEK !...
3274 kez okundu, 14/03/2015

NAMAZ VE RABBİMİZ
3318 kez okundu, 14/03/2015

SAMİMİYET NEDİR?
3746 kez okundu, 14/03/2015

RABBE YÖNELİŞ
3792 kez okundu, 14/03/2015

EY AŞK ! SEN KİMSİN?
3893 kez okundu, 14/03/2015

KALBİMİZE OPERASYON !...
3479 kez okundu, 14/03/2015

SANA KURBAN OLAYIM!...
3458 kez okundu, 14/03/2015

BANA HER ŞEY SENİ HATIRLATIYOR!...
4824 kez okundu, 14/03/2015

NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!...
5241 kez okundu, 14/03/2015

CHARLİE’NİN ZEBANİLERİ!...
4340 kez okundu, 14/03/2015

BEDİÜZZAMAN VE EGOİZM...
3939 kez okundu, 14/03/2015

ÖLÜMÜ UNUTMAK ÖMRÜ UZATIR MI?...
3925 kez okundu, 14/03/2015

BABA DA KİM OLUYOR
4158 kez okundu, 14/03/2015

DOKUNMATİK GENÇLİK
3832 kez okundu, 14/03/2015

BEDİÜZZAMAN VE DEPRESYON...
6519 kez okundu, 14/03/2015

PEYGAMBER EFENDİMİZ NEDEN MİRACA ÇIKTI ?
4348 kez okundu, 14/03/2015

ANNE KİMDİR !...
4133 kez okundu, 14/03/2015

NİSAN YAĞMURUM!...
3915 kez okundu, 14/03/2015

PEYGAMBER EFENDİMİZ VE EMPATİ...
14492 kez okundu, 14/03/2015

SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE!...
4105 kez okundu, 14/03/2015

PEYGAMBER EFENDİMİZE MEKTUP...
4980 kez okundu, 14/03/2015

KADER SENİ BANA YAZMIŞSA...
4118 kez okundu, 14/03/2015

İLAHİ AŞK
4350 kez okundu, 14/03/2015

STOCKHOLM SENDROMU VE SİGARA !...
3743 kez okundu, 14/03/2015

KAİNATI AĞLATAN ADAM !
3818 kez okundu, 14/03/2015

ÖLÜMÜ ÖLDÜREN NEVRUZ !...
3286 kez okundu, 14/03/2015

ÇANAKKALE GEÇİLDİ !...
6214 kez okundu, 14/03/2015

EY TÜRKLER VE KÜRTLER !...
3848 kez okundu, 14/03/2015

28 ŞUBAT DRAMI
3593 kez okundu, 14/03/2015

FATMAGÜL’ÜN SUÇU NE!..
4808 kez okundu, 14/03/2015

SENSİZ YAŞAMAK...
4717 kez okundu, 14/03/2015

BENİ ÖLDÜRÜN Kİ...
2846 kez okundu, 14/03/2015

Çocuk Mu !
2637 kez okundu, 14/03/2015

Neye Niyet Oraya Kısmet
2526 kez okundu, 14/03/2015

Karanlığı Aydınlatan Manevi Işık
3154 kez okundu, 14/03/2015

Risale-i Nurdan Güzel Söz
2698 kez okundu, 14/03/2015