Yazar Zekeriya KAYA
15/03/2016, 3417 kez okundu
Bedeniyle dünyada yaşamak kalbiyle ahireti arzulamak... Ne büsbütün dünyaya dalmak ne de tamamen dünyayı bırakmak. Er ya da geç bir gün buradan ayrılacağımız bir misafirhane, bir han, bir terminal, bir durak gözüyle bu dünyaya bakmak ve öyle yaşamak. Yani Peygamber Efendimizin ifadesiyle; ”Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmişiz gibi ahirete çalışmak.” Bu dengeyi iyi kurmak. Dengesiz yaşamamak. Ömrünü bulunduğun gün bilmek, namazını son namazınmış gibi kılmak. Hayat zannettiğin halat(durum) içinde bulunduğun dakikadır diye bilmek, dünya ve ahiret için ne varsa bu motivasyonla yapmak ve yaşamak.
Peygamber Efendimizin(SAV) dünya hayatıyla ilgili çok manidar hadisleri vardır. Bunlardan birisi de şudur: “Bütün maksadı dünya olan bir kimsenin Allah katında bir kıymeti yoktur. Bu kimseye ceza olarak dört şey musallat edilir.1-) Bitmeyen endişe...2-)Sonu gelmeyen meşguliyet...3-)Artan ihtiyaç...4-Doymazlık....”Peygamberimiz bu hadis-i şerifiyle sadece dünya için yaşayanların ve yalnızca dünyalık olanların hem psikolojik, hem sosyolojik hem de ekonomik durumlarını özetlemiş oldu.
Hz. Ömer’in (RA) bu konudaki sözleri beni derinden etkileyen sözlerdir. Rabbim bana da bu yazımı okuyanlara da bu sözlere uygun bir hayat yaşamayı nasip etsin. O sözleri kısaca şunlardır:” Kalbinizde ilk sıraya Allah’ı koymazsanız, hem Allah’ı kaybedersiniz hem de ilk ilk sıraya koyduklarınızı...” Yani amelimizde rıza-yı İlahi olmalı, kalbimizde rıza-yı İlahi olmalı, niyetimizde rıza-yı İlahi olmalı, fikrimizde rıza-yı İlahi olmalı, hayalimizde rıza-yı İlahi olmalı.... Maddi ve manevi her şeyimiz ışık hızıyla Allah’a rücu etmeli, senden geldik sana dönüyoruz nidası bütün kainatta yankılanmalı... Ben diye bir şey kalmamalı her şey o olmalı, onun için olmalı, aradan çıkmalı sadece ama sadece yaradan kalmalı... Nefsim, kalbim, aklım ...Maddi ve manevi her şeyim ya lisan-ı haliyle ya da lisan-ı kaliyle ağlamalı...Bediüzzaman nidası gibi seslenmeli ve Rabbe şu arz-u hali söylemeli...
“Faniyim, fani olanı istemem. Acizim aciz olanı istemem. Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim fakat bir yar-ı baki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı Allah için umumen isterim.”
Haramda huzur arasan, huzur sana haram olur. Huzur, bizi yaratan ve yaşatan zatın her an bizimle olduğunu bilmek, emir ve yasaklarına uymakla olur. İstersen kalbini yokla! Ne ev ,ne araba, ne tatil ne de banka hesaplarımız onu tatmin edemez. Kalp, dünyaya kapalı ebede açık bir penceredir. O pencereden sevgili izlenmeli, onun yolu gözlenmeli, kasideler, gazeller okunmalı...O sesler elmasa, zümrüte, yakuta dönüşmeli ve sevgiliye arz edilmeli. Sana layık değil ama peygamberlerin, velilerin, sahabelerin, alimlerin zikir, dua ve tesbihlerinin içine bu yıkık dökük ifadelerimi de al , öyle kabul et, aslında ben de bunları söylemek istiyordum demeli, masum ve melül bir şekilde ona bakmalı . Zaman ve mekan üstü oracıkta kendinden geçmeli şunu vasiyet etmeli..”Lütfen ben bayıldığımda kimse beni Cennete götürmesin. Ben ebediyen ömrümü bayıldıkça ayılan, bir süre sonra yine bayılan sevgilinin huzurunda baygın bir aşık olarak geçirmek istiyorum.” Neyse eğer Cennete gidersem bu durumları orada daha ayrıntılı bir şekilde okuyucularımla paylaşırım!
Yazıma Şah-ı NAKŞİBEND ile ilgili bir kıssa ile devam etmek istiyorum: Şah-ı Nakşibend zaman zaman çarşıya çıkar ve ticaretle uğraşan müridlerini ziyaret edermiş. Yine böyle bir ziyaret esnasında; çok zengin bir müridinin yanında çok uzun süreli kalmış. Bu durum diğer müridlerin dikkatini çeker. Hem kıskanmalarına hem de su-i zanda bulunmalarına yol açar. Durumu fark eden Şah-ı Nakşibend müridlerini bir araya toplar ve o zengin müridinin yanında neden uzun süreli kaldığının sebebini izah eder: ”Bu müridimin bu kadar zenginliğine rağmen kalbinin Allah aşkıyla çarpması, Allahın zikri ile meşgul olması beni cezbetti ve orada uzun süre kalmama neden oldu.” Sadece o asrın değil her asrın insanının ders çıkarması ve yaşaması gereken tabloluk bir cümle kullanır: ”HAKİKİ MÜMİN ELİ KARDA, KALBİ YARDA OLANDIR.”
Bediüzzaman’ın bu konudaki şu cümleleri son derece manidardır: ”Eyvah! Aldandık. Şu hayatı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet şu güzeranı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgar gibi uçar gider.” Eyvah demeden, aldandık, biz bunun böyle olduğunu bilmiyorduk. Keşke toprak olsaydık da bu hallere düşmeseydik demeden...Şu rüyadan ölüm sekeratıyla uyanmadan...Her nefis ölümü tadacakken, her insan ölümlü iken... Bu hakikatlar gün gibi aşikar! Ölümü unutmak ömrü uzatmaz! Öyleyse gereğini yap! Dünyadan nasibini al, ahiret hesabını unutma! Savunmanı iyi hazırla... Çünkü bütün hayatından saniye saniye hesaba çekileceğin bir MAHKEME-İ KÜBRA seni bekliyor. Cümlemize hayırlı BERAATLAR!...
ZAMANSIZ
1343 kez okundu, 15/03/2016
GEL..
1343 kez okundu, 15/03/2016
İKİ KÖYLÜ İKİ BAHÇE
1088 kez okundu, 15/03/2016
BÎZ SENÎN KARDEŞLERÎNÎZ YA RESULULLAH!
1515 kez okundu, 15/03/2016
SESSÎZ ÇIĞLIK;HALEPÇE
1750 kez okundu, 15/03/2016
HAKİKÎ EVİMİZ
1426 kez okundu, 15/03/2016
SENDE BÎNYIL YAŞAMAK ÎSTERDÎM
1683 kez okundu, 15/03/2016
GALÎBA ÂHÎR ZAMAN
1436 kez okundu, 15/03/2016
HAYAT KALEMÎ AŞK MÜREKKEBÎNDEN BESLENÎR
1499 kez okundu, 15/03/2016
DUYGULARIMIZI EMEN VAMPÎRLER 2
1445 kez okundu, 15/03/2016
DUYGULARIMIZI EMEN VAMPİRLER-1
1411 kez okundu, 15/03/2016
EĞİTİM ve YEMEK
1331 kez okundu, 15/03/2016
MUALLİM-İ EKBER ALLAH'TIR.
1242 kez okundu, 15/03/2016
KURBANI KURBUNA VESİLE ETMEK...
1857 kez okundu, 15/03/2016
KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!..
8766 kez okundu, 15/03/2016
ÇİLEKEŞ DOST
3091 kez okundu, 15/03/2016
HAZRET-İ İNSAN
4713 kez okundu, 15/03/2016
BAŞIMIZDAKİ KEFEN VE ÜSTÜMÜZDEKİ TOPRAK...
3232 kez okundu, 15/03/2016
KİBİR AZABI
3144 kez okundu, 15/03/2016
BEDİÜZZAMAN VE EĞİTİM
3895 kez okundu, 15/03/2016
İKİ DÜNYALI OLMAK!...
3418 kez okundu, 15/03/2016
BENİM ADIM AŞK !...
2988 kez okundu, 15/03/2016
ŞİFRELERİ KARIŞTIRDIK!...
3466 kez okundu, 15/03/2016
SENİ SEVMEK !...
3273 kez okundu, 15/03/2016
NAMAZ VE RABBİMİZ
3317 kez okundu, 15/03/2016
SAMİMİYET NEDİR?
3744 kez okundu, 15/03/2016
RABBE YÖNELİŞ
3791 kez okundu, 15/03/2016
EY AŞK ! SEN KİMSİN?
3892 kez okundu, 15/03/2016
KALBİMİZE OPERASYON !...
3478 kez okundu, 15/03/2016
SANA KURBAN OLAYIM!...
3457 kez okundu, 15/03/2016
BANA HER ŞEY SENİ HATIRLATIYOR!...
4822 kez okundu, 15/03/2016
NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!...
5240 kez okundu, 15/03/2016
CHARLİE’NİN ZEBANİLERİ!...
4339 kez okundu, 15/03/2016
BEDİÜZZAMAN VE EGOİZM...
3938 kez okundu, 15/03/2016
ÖLÜMÜ UNUTMAK ÖMRÜ UZATIR MI?...
3924 kez okundu, 15/03/2016
BABA DA KİM OLUYOR
4157 kez okundu, 15/03/2016
DOKUNMATİK GENÇLİK
3831 kez okundu, 15/03/2016
BEDİÜZZAMAN VE DEPRESYON...
6518 kez okundu, 15/03/2016
PEYGAMBER EFENDİMİZ NEDEN MİRACA ÇIKTI ?
4348 kez okundu, 15/03/2016
ANNE KİMDİR !...
4132 kez okundu, 15/03/2016
NİSAN YAĞMURUM!...
3914 kez okundu, 15/03/2016
PEYGAMBER EFENDİMİZ VE EMPATİ...
14491 kez okundu, 15/03/2016
SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE!...
4104 kez okundu, 15/03/2016
PEYGAMBER EFENDİMİZE MEKTUP...
4979 kez okundu, 15/03/2016
KADER SENİ BANA YAZMIŞSA...
4118 kez okundu, 15/03/2016
İLAHİ AŞK
4349 kez okundu, 15/03/2016
STOCKHOLM SENDROMU VE SİGARA !...
3742 kez okundu, 15/03/2016
KAİNATI AĞLATAN ADAM !
3817 kez okundu, 15/03/2016
ÖLÜMÜ ÖLDÜREN NEVRUZ !...
3286 kez okundu, 15/03/2016
ÇANAKKALE GEÇİLDİ !...
6213 kez okundu, 15/03/2016
EY TÜRKLER VE KÜRTLER !...
3847 kez okundu, 15/03/2016
28 ŞUBAT DRAMI
3592 kez okundu, 15/03/2016
FATMAGÜL’ÜN SUÇU NE!..
4807 kez okundu, 15/03/2016
SENSİZ YAŞAMAK...
4717 kez okundu, 15/03/2016
BENİ ÖLDÜRÜN Kİ...
2845 kez okundu, 15/03/2016
Çocuk Mu !
2636 kez okundu, 15/03/2016
Neye Niyet Oraya Kısmet
2525 kez okundu, 15/03/2016
Karanlığı Aydınlatan Manevi Işık
3154 kez okundu, 15/03/2016
Risale-i Nurdan Güzel Söz
2697 kez okundu, 15/03/2016