Doğunun Nabzı | Doğunun Nabzı Burada Atıyor ®
Reklam
Kuran-ı Kerim'le siyaset 05/05/2015

Kuran-ı Kerim\'le siyaset

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın memleketi Siirt'te Atatürk Bulvarı üzerinde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkında Kayseri'de konuştuğunu belirterek, "Şimdi ana muhalefet partisinin başındaki zat benimle ilgili dün Kayseri'de bir ifade kullanmış. Cevap vermeye değmez ama, Siirt'ten Kayseri'ye, Kayserili kardeşlerim Cumhurbaşkanlarını çok iyi tanırlar. Diyor ki, nerede neyi konuşacağını da bilmiyor Cumhurbaşkanı diyor. Evren gibi Kuranın istismarını yapıyor diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ben Kuranla büyüdüm, Kuranla yaşıyorum. Onu sen kendine söyle. Kendi şahsında Kuran'ın yerinin ne olduğu malum. Beyefendi nereden buraya geldi. Hani ben dedim ya, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kürtçe Kuran meali yayınladı dedim ya. Bundan beyefendi rahatsız olmuş. Bu bir istismar mı?" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın memleketi Siirt'te Atatürk Bulvarı üzerinde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Eşi ile birlikte vatandaşları selamlayan Erdoğan, Siirt'in her zaman kendilerine kalbini ve gönlünü açtığını belirterek, 

"Bizi hiç bir zaman yalnız bırakmayan Siirt'e şükranlarımı sunuyorum. Ahde vefanız için, eniştenize sahip çıktığınız için, sevginiz için her birinize teşekkür ediyorum. Bir dönem milletvekilliğini de yaptığım Siirt'e her gelişimde sadece hasret gidermekle kalmadık aynı zamanda şehrimize kazandırdığımız eserlerinde açılışını yaptık. Bugünde yine böyle bir açılış nedeniyle bir aradayız. Bugün burada Siirt'imize kazandırılan 162 trilyon (milyon) yatırım bedeli olan 40 eser ve hizmetin resmi açılışını yapıyoruz. Toplam 3 trilyon yatırım bedeli olan bu eğitim kurumlarının bir kısmı ayrıca hayırseverlerimizin destekleriyle inşa edildi, hepsini kutluyorum.Tüm bu yatırımların Siirt'imize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

ŞİİRİ OKUDU

Erdoğan'ın siyasi hayatında Siirt'in ayrı bir yeri ve anlamı olduğunu belirterek, halktan müsaade isteyerek ceketini çıkardı. Erdoğan, şunları söyledi:
"Siirt benim siyasi hayatımda iki defa dönüm noktası oldu. Birincisi 17 Aralık 1997 tarihinde bu meydanda burada okuduğum Milli Eğitim Bakanlığı'nın talim terbiye kurulunun onayıyla geçmiş bütün kitaplarında yer alan Ziya Gökalp'e ait bir şiirle başlayan ve cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. O şiiri hatırlıyormusunuz?. Bu şiiri bir daha okuyabilirmiyiz? Türkiye'nin nereden nereye geldiğini bu vesiyle bir kez daha hatırlayalım, özgürlük neymiş hatırlayalım. Şiir'de Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, bir şey beni sindiremez, gökler yerler açılsa, üzerimize tufanlar yanardağlar saçılsa biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici şeylere hiç bir zaman diz çökmemiş. Bu yolda böyle yürüdük. Buralara böyle geldik. 1912 yılında yazılmış işte bu şiiri Siirt'te okuduğumuz için 1999 yılında Pınarhisar Cezaevi'nin yolunu tuttuk. Aradan aylar geçti, yıllar geçti, devran döndü partimizi kurduk ama 42 bin kişiyle bir kamuoyu araştırması yaptık. Bakalım ne diyor millet dedik. Millet partiyi kurun dedi. Nasıl parti kurmamız gerektiğini de söyledi. Kurduk 16 ay sonra da iktidar olduk. 12 yıl iktidarda kaldık mı? Kaldık. Ondan sonrada tekrar bir kamuoyu araştırması bu defada Cumhurbaşkanlığı dedi millet. 10 Ağustos'ta tekrar huzurunuza geldik ve yüzde 52 ile bu defa bizi Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiniz. Birinciyi söyledik. İkincisi neydi. Yine Siirt'te başlayan başka bir yolculuk. Yüzde 85.8 oyla bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Siz ne dediniz biliyormusunuz? Egemen güçlerin dediği değil, milletin dediği olur dediniz. Çünkü egemenlik bu dünyada kayıtsız şartsız milletindir.Bu yolları bize açtınız. Bu bizim için hizmet yoluydu. Bu millete hizmetkar olmaktan daha güzel bir şey olamazdı. İpin ucunu 97 yılında kesmek istediler 600 gün sonra burada yeniden başladılar. Şair ne diyordu sakın kader deme, ne yapsalar boş. O kadar. İşte biz bu karara boyun eğdik. Gönüller böyle birleşince bak neler oluyor. Biz kaderin üstündeki kadere iman ettiğimiz için."

KILIÇDAROĞLU'NA: ŞAHSINDA KURAN'IN YERİNİN NE OLDUĞU MALUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkında Kayseri'de konuştuğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti;
"Şimdi ana muhalefet partisinin başındaki zat benimle ilgili dün Kayseri'de bir ifade kullanmış. Cevap vermeye değmez ama, Siirt'ten Kayseri'ye, Kayserili kardeşlerim Cumhurbaşkanlarını çok iyi tanırlar. Diyor ki, nerede neyi konuşacağını da bilmiyor Cumhurbaşkanı diyor. Evren gibi Kuranın istismarını yapıyor diyor. Sayın Kılıdaroğlu, ben Kuranla büyüdüm, Kuranla yaşıyorum. Onu sen kendine söyle. Kendi şahsında Kuran'ın yerinin ne olduğu malum. Beyefendi nereden buraya geldi. Hani ben dedim ya, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kürtçe Kuran meali yayınladı dedim ya. Bundan beyefendi rahatsız olmuş. Bu bir istismar mı? Biz ülkemizde her dilde inşallah Diyanet İşleri Başkanlığımız bu da Kürtçe Kuran meali. Bunu da niye söylüyorum. Malum terörün beslediği siyasi parti ne diyor. Maalesef çok ilginç, Diyanet İşleri'ni kapatacağız diyor. Ya bunlar maalesef camii duvarında pislemeye başladılar. İstismarsa istismarını yapıyorlar. Her türlü yol bunlarda var. Ve birisi ana muhalefet diyor ki, İmam Hatipleri kapatacağım, Dün Kayseri'de diyor ki, hayır böyle demedim. Yahu bütün kayıtlarda mevcut. Şimdi bir Cumhurbaşkanı olarak bana yanlışları düzeltmek düşer. Bir defa o yetkiyi sen nereden alıyorsun? Milletin verdiği yetkiyle bu parlamentodan 12 yıllık zorunlu eğitim geçti. İmam Hatiplerin, meslek liselerin önündeki engeller kaldırıldı. O haksızlıklar giderildi. Siz orta kısmı kapattınız ve İmam Hatiplerin sayısı 60 bine düşmüştü. Şimdi 1 milyona çıkınca rahatsız oldular. Hani özgürlüklerden yanaydınız, niye rahatsız oluyorsunuz? Anne baba evladını nereye göndermek istiyorsa bırak karışma."

"KÜRTÇE EZAN DAYATILIYOR"

Erdoğan, terör destekli oyan siyasi partinin inançlı Kürt kardeşlerini istismar ettiğini belirterek, şöyle dedi:

“Şimdi ben buradan inançlı, inançlı Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran'da bu oyunu bozun. Niye? Çıkmış ne diyor. Bakın çok enteresan. Taksim bizim kabemizdir diyor. Sevgili kardeşlerim bizim kabemiz bellidir. Bir zamanlar bu CHP ne diyordu. Kabe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter diyordu. Şimdi bunlarda aynı şekilde yine Kabe Arapı'ın olsun bize Taksim yeter diyor. Bunlara 7 Haziran'da bir ders gerekmiyor mu? Fakat bizim dersimiz sandıkta. Şimdi diyorlar Cumhurbaşkanı taraf. Evet tarafım ama ben milletin tarafındayım. Millet neredeyse ordayım. Ve, her partiye de eşit mesafedeyim. Ama gönlümde bir parti var o ayrı konu. Bu meydanda bakın herhangi bir partinin pankartı yok. Bu meydanda sadece Türk bayrağı dalgalanıyor. Her gittiğimiz yerde ne diyorum, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Siirt hep beraber söyleyelim. Bayrakları da kaldıralım, Türkiye duysun. Şu anda canlı yayında Türkiye duyuyor. İşte bu bizi güçlü kılacaktır. Onun için milletin inancına, dinine eğitimine hatta kılığına kıyafetine tüm değerlerine düşman bir anlayış bu millete yıllarca kan kusturdu. Daha sonra aynı zihniyeti takip edenler 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da hep aynı yolda yürüdüler. Ama milletimiz bu zihniyete dur dedi. Şimdi yeniden tek parti zihniyeti türedi. Bir tanesi zaten devam ediyor. Birde her şeyiyle onu taklit eden terör destekli malum parti var. 70 yıl önce bu millete ne dayatılıyordu Türkçe ezan dayatılıyordu. Şimdi Kürtçe ezan dayatılıyor. 70 yıl önce bu millete ne dayatılıyordu Türkçe ibadet dayatılıyor, şimdi Kürtçe ibadet dayatılıyor. 70 yıl önce ne dayatılıyor veya ne deniyordu Kabe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter deniyordu. Zihniyet aynı. Bunlar aynı faşist kafanın farklı tezahürleri. İnan aralarında zerre kadar fark yok. Tek parti CHP'si bu milleti inancından, tarihinden kopartıp kendi ideolojik yönünde yeni bir toplum inşa etmek istiyordu. Onun taklitçisi parti de benim Kürt kardeşlerimizi inancından tarihinden medeniyetinden kopartıyor."

"ÖRGÜTLER VARLIK GÖSTEREMİYORSA EN PAY DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN"

Bölgede bir çok imam, din görevlisinin bölücü terör mensupları tarafından saldırıya uğradığını, hattı bazılarının katledildiğini söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Örgüt mensupları Kuran kurslarına saldırdı, okulları pansiyonları yaktılar. Bunların yandaşları İstanbul'da sırf sakalından dolayı insanlara saldırdı. İşyerlerini araçlarını taşladı. Onların inançlara saygı sözü sadece kendi ideolojilerine saygı gösterilmesini ifade eder. Kendilerinin kimsenin inancına saygı denen bir şey yoktur. Geçenlerde bir muhtarımızı öldürdüler. Buyrun şu anda her şey tespit edilmiş vaziyette. Yardım yataklık yapanlar belli, iş takip ediliyor. Hani sen Kürt'tün niye bir Kürt muhtar kardeşimizi vuruyorsun, öldürüyorsun. Hep birlikte bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız. Bizim için Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Romanı'yla, Boşnağı'yla bir ayrımlık söz konusu değil. Bizim için önemli olan yaradılanı yaradandan ötürü sevmek. Bakınız Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan rahatsızlıkları ortada. Bu Diyanet İşleri Başkanlığı son 12 yıldır çok etkin çalışmalar içinde. Bu ülkede 2002 yılında Kürtçe vaaz veremezdin. Hutbe okuyamazsın ama şimdi Kürtçe vaazda verilebilir hutbede okunabiliyor. Bakınız nereden nereye geldik. Bu atılan adımlar özgürlük adına atıldı. İşte Kürtçe Kuran meali, Kürtçe hatip kitabı, Kürtçe mevlit kitabı, Kürtçe elif ba bunlar atılan o güçlü adımlar. Bunları hayal bile etmek mümkün değildi. Bütün bunlarla beraber. Şu mübarek günlerde TRT Kurdi kanalından mevcut durumda Kürtçe mevlit okunabiliyor. Artık Diyanet İşleri Başkanlığımız cami cemaatini kontrol altında tutmak için değil onlara hizmet için çalışıyor. Bunu da en iyi tarihleri boyunca İslam'a sadakatle sarılmış olan bölgedeki kardeşlerim bilir. Siz Selahaddini Eyyüb'inin torunlarısınız. Onunla birleştirici ruhu neyse sizde de o var. Bakın şu karşıda bir pankart var 3 dilli kardeşlik. Ne demek bu Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla Siirt birdir, beraberdir. Ve bu il İslami ilimlerin yaşatılması ve geliştirilmesi noktasında gerçekten çok büyük hassasiyet sahibidir. Kürt ve Arap müderrislerimiz, kanaat önderlerimiz, alimlerimiz var. Bunlar yıllarca bu faaliyetleri bütün gayretleriyle sürdürdüler. Bu melelerden bin tanesine Diyanet İşleri Başkanlığımız kadro vererek kendi bünyesine kattı. Bunun yanında bölgede görev yapan din görevlilerimizin sorunu eğitimlerini için önemli adımlar atıldı. Yıllarca Meleler din görevlilerine mesafeli durulmaktaydı. Diyanet İşleri Başkanlığımız medrese geleneğinden gelip akademisyenliğe yükselmiş bir arkadaşımızdır. Şimdi ise bölge halkı bir başka sıkıntıyla karşı karşıya. Bir hassa taşradaki ilim irfan yuvalara bölücü terörün baskısı nedeniyle birer birer kapanmaya başladı. Bu kurumları yok etme projesi maalesef bölücü örgütle adım adım hayata geçirenler var.Türkiye'de Boko Haram gibi DEAŞ gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır. Mezhep çatışmaları tutmuyorsa bunda Diyanet İşleri Başkanlığımızın rolü var. "

EŞİNİN ADINI TAŞIYAN YURDUN AÇILIŞINI YAPTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'e yaptıkları yatırımları anlattı. Erdoğan'ın Siirt'te hizmete açtığı 162 milyon tutarındaki 40 adet yatırım arasında Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı tarafından yaptırılan eşi Emine Erdoğan'ın adını taşıyan 600 kişilik kız öğrenci yurdunda açılışını yaptı. Miting nedeniyle alana "Rahat uyu Tenzile ana yiğidin bize emanet", "Üç dilli kardeş şehir Siirt'te yapılan yatırımlar devam ediyor", "Siirt sana inanıyor", "Sayın Cumhurbaşkanımız Evliyalar diyarı Siirt'e hoş geldiniz" pankartları asıldı. Erdoğan'ın mitingine oğlu Bilal Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen Bağış, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'te katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdağan'ın miting yaptığı Atatürk Bulvarı üzerindeki bir iş hanındaki Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin tabelası önündeki Türk bayrakları dikkat çekti. Erdoğan, mitingden sonra Türkçe, Kürtçe, Arapça, yazılı Siirt Belediye binasının önünden geçerken, halkı tekrar selamladı.

SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı toplu açılış töreni nedeniyle polis ve jandarma ekipler tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan için havaalanı ile kent merkezi arasındaki 10 kilometrelik alanda Jandarma Özel Harekat timleri panzerler eşliğinde sabahın erken saatlerinden itibaren nöbet tuttu. Kent merkezinde ise yüzlerce özel harekat polisi miting alanı ve çevresindeki binalara yerleşerek çevreyi gözetledi. Miting alanında dedektör köpeklerle ise sabahın erken saatlerinde bomba araması yapıldı. 

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİ İSTEDİ DİYE DEĞİL'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'in ardından geçtiği Mardin'de Karayolları Meydanı'nda toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan, toplam maliyeti 581 milyon lira olan 31 eseri Mardin'e kazandırdıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Kürt edebiyatının en önemli eserlerinin biri olan Fakiye Teyran'ın ve Mem-u Zin'i Kürtçe olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından basıldı. Ensar Vakfı tarafından basılan Kürtçe Kuran mealini sizlerle paylaşmıştık. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kürtçe Kuran mealini sizlere göstermek istiyoruz. Partimizi kurarken buralara geldiğimizde bizden 'OHAL'i kaldırın bize yeter' dediler. Biz kaldırdık. Benim Kürt vatandaşım istedi diye biz kaldırdık. Şu anda terör örgütünün desteğinde olan parti yoktu bile, oların isteği ile olmadı. Bunlar şehirlerimizi susuz bıraktılar. Biz DSİ olarak oralara su götürdük. TRT Kurdi'yi terörün desteğinde olan parti istedi diye mi kurduk? Bunu biz hallettik. Bütün bölgede o kadar okul ve hastane yaptık, beyefendiler zorladı ve dayattı diye mi yaptık? Benim derdim Türk'ü ile Kürt'ü ile Arabı ile herkese bu hizmete götürmektir. Bizde ayrım yok. Kürtçe'nin yasak olduğu dönemlerde devletin Kürtçe hizmet verdiği dönemlere geldik. Bunları biz yaptık, onlara rağmen yaptık. Önce devlet değil, önce insan dedik, sonra devlet. Biz Kiliselerini teslim edeceğiz dedik, ettik mi ettik. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur. Üniversite kapısında başörtülü kızlarımız gözleri yaşlı şekilde geri çevrildi. Şimdi böyle bir sorun kaldı mı? Devlet kurumlarında kimlikleri yüzünden horlanan dışlanan insanlar vardı. Hem demokrasi hem ekonomik anlamda reformlar yaparken bu sorunlarla mücadele ettik. Milletimizin kesintisiz süren tam desteği ile tüm meseleleri birer birer yoluna koyduk. 2023 vizyonunu biz kazandırdık. Ama halen önümüzde almamız gereken çok büyük yol var."

'BUNLARA 5 KOYUN VERİN GÜDEMEZLER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkari Havaalanı'nın açılışının 2 yıl geciktiğini de ifade ederek, "Terör örgütünün desteğinde olan bu siyasi parti her zaman sesiz kaldı. Engellediler. Bunların ülkenin kalkınması diye bir dertleri yok. Tamamen her tarafı pislik olsa bunların umurunda değil. Susuzluk olsa umurunda değil. Ama bunlarda yalan bol. Biz yaparız bunlar çıkar biz yaptık derler. Biz ayrımcılığın karısında olacağız. Şimdi diyorlar 'bizim bölmek gibi bir derdimiz yok' diyorlar. Sizleri çok iyi tanıyoruz. Hafta sonu Batman ve Diyarbakır'daydım. Batman ve Diyarbakır başkanlarının havaalanına geleceğini söylediler. Bende makamlarında kendilerini ziyaret edeceğimi söyledim. İkisi de talimatı aldılar ve gelmediler. Bugün Siirt'te de burada beyefendilerin işleri çıkmış gelememiştir. Hayırlı olsun. Bu şekilde olunca kusura bakmasınlar bunlar önce nezaket kurallarını ve protokolleri öğrenecekler. Bunlara 5 koyun verin güdemezler. Çünkü, kin ve nefret üzerine inşaa edilmiş bir yapıları var. Biz milletimizin bütünüyle bütün insanlarımız için demokrasi ve hak ve özgürlükler alanında sayısız reformlar gerçekleştirdik. Ortaya konan taleplerden çok fazlasını yaptık" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm süreci üzerinden HDP ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ı eleştirerek, şunları söyledi:

"Çözüm süresinde bölücü örgüt ve güdümündeki siyasi parti sözlerini tuttular mı? Maalesef tutmadılar. Ne silah bırakma konusunda ne de siyasi tercihledir özgürce olması konusunda sözlerini tutmadılar. Siirt'te bir muhtarı öldürdüler. Şimdi kalkmışlar seçimden sonra söyle olur, böyle olur diyerek bölge halkı ve sandık güvenliğini tehdit altına almaya çalıyorlar. Baskı ve tehdit ile siyasetin yürümesi mümkün değil.Şimdi diyor ki, 'Tehdit eden varsa yanımıza gelsin' insanda biraz utanma olur. Kimse kör ve sersem değil. Bu millet, senin Kabe'nin neresi olduğunu merak ediyor diğer dinlere olan saygını değil. Ne diyor Kabe Taksim'miş. Bu millettin Kabe'si belli. Asıl sen önce Kabe'nin neresi olduğunu söyle. Adaylarından biri çıkmış partisi Zerdüşt olsa yine görev alırdım diyor. Bu işler parti programı göstermelik müftü adayı koymaya benzemez. Biz Diyarbakır'ın fethinde Selahaddin Eyyubi safında, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'ndaki kardeşliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Siz hangi yoldaşlığın peşindesiniz çıkın açıkça söyleyin. Bölücü örgüt ve güdümündeki parti paralel örgüt ile el ele verdiler. Türkiye'nin tüm kazanımlarını ve emeklerine saldırılar. Biri silah ve tehdit diğeri kumpas ve şantaj ile bunu yapıyorlar. Ana muhalefeti önlerine katarak züccaciye dükanına girip kırıp döküyorlar. Sınav sorularını çalmak suretiyle gencecik kardeşlerimizin umutlarını çalanların ağızlarına çalmadık hiç yakışmıyor. Şantaj kasetlerinin sadece ucunu gösterdiler. İhanet çetesi ile tek başına mücadele etmek zorunda kaldı. Pensilvanya'dan gelen talimat ve Kandil'den gelen emirler bir araya getiriyor yeni Türkiye'nin önünü kesmek için yeni projeler üretiliyor."
Ramazan YAVUZ-Serdar SUNAR-Turan KOYUNCU-Ferit ASLAN-Felat BOZARSLAN-Adnan AVUKA-Mehmet Ali DİNLER/MARDİN,(DHA)

 

Bu haber 1289 kez okundu.
Facebook Yorumları