Doğunun Nabzı | Doğunun Nabzı Burada Atıyor ®
Reklam
Beddiuzzaman Diyarbakır’da anıldı 25/03/2015

Beddiuzzaman Diyarbakır’da anıldı

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan anma etkinliği, Kayapınar İlçe Müftüsü M. Sırrı Şık ve Kayapınar Beddiüzzaman Camii İmam Hatibi Nedim Sarı Hocanın konuşması ile devam etti. Üstat Beddiuzzaman hazretlerine gösterilen vefanın ümmetin bütün büyüklerine aynı şekilde gösterilmesini niyaz ettiğini belirten Müftü Mehmet Sırrı Şık, “Üstat dertli bir insandı ve ümmetin içine düştüğü tefrikayı net bir şekilde biliyordu. Ümmetin cehalet karanlığındaki yok oluşunu, hakikatten adım adım uzaklaşmasını çok net bir şekilde fark ediyordu. Dertli idi ve bu derdinin derman bulması için yola koyuldu. Hayatını ve eserlerini incelediğiniz zaman aslında başlangıç noktasının çok önemli olduğunu görüyoruz” dedi.

‘Üstad cehalete karşı okumuştur’

Bediuzzaman’ın İslam’ın başladığı noktadan hayatına başladığına değinen Şık, “İslam nerden başlamıştı, ilk ayet buna işaret eder, ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku’ Bu ilk ayet İslam davasının 2 temel üzere bina edildiğini göstermektedir. Bunlardan bir tanesi ‘oku’ kelimesinin temsil ettiği ilim, irfandır. O bu temeli atarken imanın hakikatlerinin bilinmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Çünkü kâinatı okumadan, dünyayı okumadan, insanı okumadan bu işe başlanamayacağını ve cehaletin sonucunun muhakkak ki hüsran olduğunu biliyordu” şeklinde konuştu.

‘Duruşuna muhtacız’

Üstadın en büyük derdinin İttihadı-ı İslam olduğunu ifade eden Şık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bizler onun şahsiyetinin ortaya koymuş olduğu duruşu anlamadan, sadece eserlerini okumak suretiyle onu değerlendirecek olursak, kendisi kıyamet günü bize şunu söyleyecektir; ‘Ey kardeşlerim beni sevdiniz Allah şahittir. Beni okudunuz, hatta her türlü ortamlarda beni andınız, ama beni anlamadınız. Bizim, onun yazdığı eserlerden ziyade onun adalete olan sevdasına, hakikate olan sevdasına, imanına, zalimin karşında taviz vermeyen duruşuna muhtacız.”

‘Dünya ve ahireti için kendini feda etti’

Üstadın derdi milletin imanı ve selameti olduğunu kaydeden Kayapınar Beddiuzzaman Camii İmam Hatibi Nedim Sarı ise, “Kendisi diyor ki biz hayatımızı öyle bir şeye vakfetmişiz ki, güneşten daha parlak, saadeti ebediyeden daha tatlıdır. Güneş gibi hakikati imaniye ve Kur'aniye yeryüzündeki ışıkların cazibesine tabi ve alet olmadığı gibi, o hakikati bilen ve anlayan insanlar değil küreyi arza, kâinata bile alet etmezler diyordu. Milletin imanı için hem dünyasını hem ahiretini feda etti” ifadelerini kullandı. İLKHA

Bu haber 1406 kez okundu.
Facebook Yorumları