Doğunun Nabzı | Doğunun Nabzı Burada Atıyor ®
MİDE ÜLSERİ-3 / Doç.Dr.Şerif YILMAZ 24/05/2015

Mide-barsak ülseri tedavisi belli aşamaları olan zahmetli ve sabır isteyen bir durumdur. Ülserlerin pek çoğu tedavi edilmeden iyileşebilirse de yakın bir gelecekte sıklıkla tekrarladığından yaşamı olumsuz etkiler. Her ülser tekrarı hastaları bir önceki yazıda ifade ettiğim komplikasyon ve problemlere aday kılacaktır. Bu nedenle konuya bilinçli bakış ihmalin önüne geçmeyi ve hekimle bağlantıyı gerektirir. Gerek hayatı tehdit edici tehlikelerin önlenmesi, gerekse olayın kronikleşmesinin engellenmesi olmak üzere, teşhis edilen her ülser, sadece hastanın ağrıları geçinceye kadar değil, tamamen iyileşinceye kadar sıkı bir ülser tedavi programıyla takip edilmelidir.

            Ülser tedavisinde iki aşama vardır: 1.Aktif ülser tedavisi; 2.Yeni ülser oluşumunun önlenmesi.

            Ülserin iyileşmesini sağlamak için mideyi vücut beslenmesini bozmayacak şekilde dinlendirmek önemlidir. Bunu sağlamak için fiziksel ve ruhsal istirahat, uygun bir beslenme tarzı tavsiye edilir. Kısa aralıklı olarak küçük porsiyonlar halinde yemek ve mide salgısını uyarıcı gıdalar tüketmemek diyetin esasını oluşturur. Süt, gıda değeri yönünden olduğu kadar tahriş edici olmayışı da ülser tedavisinde önemlidir. Hasta tarafından dokunduğu bildirilen yiyecekler alınmayarak, serbest, zararsız bir diyet uygulanmalıdır. Bu arada et suyu, baharat, kızartmalar, turşular yasaklanmalı, kahve, alkol ve sigara kesilmeli veya mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Sigaranın zararları üzerinde ısrarla durulmalı ve hastaya anlatılmalıdır. Bu arada ülseri tetikledikleri ve kanamaya yol açabildiklerinden kortikosteroid, aspirin ve diğer ağrı kesiciler kesinlikle kullandırılmamalıdır.

            Ülser tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar arasında cimetidin, ranitidin, famotidin ve proton pompa inhibitörleri vardır. Bu ilaçlar kullanıldığında hastanın sıkı bir diyete ihtiyaç göstermemesi, tablet şeklinde olduğundan alımının kolay olması, yan etkilerinin azlığı, ülser ağrısını hızla geçirmesi, hastalarca tercih sebebi olmuştur. Bunlar içinde en güçlü ajan proton pompa inhibitörleri olarak bilinen omeprazol, lansoprasol, rabeprazol, pantoprazol gibi ajanlardır. Asit salınımını güçlüce azaltan bu ilaçlar ülser iyileşmesinde çok etkilidir. Ancak mide-onikiparmak barsağı ülserlerinde Helicobacter pylori bakterisine karşı eradikasyon tedavisi birinci basamak tedavi yaklaşımı olmalıdır. Toplumumuzda oldukça yaygın olan bu bakterinin çeşitli antibiyotik-antiasid ilaç kombinasyonları ile tedavisi ülser iyileşmesine olduğu kadar, bu ülserin daha sonra tekrarının önlenmesine de katkıda bulunacaktır. Helicobacter pylori enfeksiyonunun tedavisinin hemen ardından asit salınımını baskılayan ilaçlarda devam tedavisi önemlidir.

            Yaklaşık 6-8 haftada iyileşen ülserlerin yeniden oluşmasını engellemek adına bilinmesi gereken en önemli konu ülser oluşumuna zemin oluşturan saldırgan faktörlerin azaltıldığı bit yaşam stilini öğrenmektir. Bunların başında ağrı kesici ilaçların kullanılmaması gereği gelir. Ağrı kesici ilaç kullanımının şart olduğu ağır romatizmal hastalıkların varlığında mide koruyucu ilaç alımı tedbiri yararlı olabilmektedir. İlaçların özellikle bol su ile alınması, yemek borusuna takılmalarının önlenmesi için ilaç alımından sonraki 2 saat süresince sırt üstü uzanılmaması da diğer tedbirleri oluşturur. Bu tedbir özellikle monodox, tetradox gibi antibiyotiklerin ve kemik erimesi ilaçlarının kullanımında da değerlidir. Diyet anlamında ülser şikâyetlerini arttırdığını ifade ettiğimiz gıdaların olabildiğince azaltılmasına dikkat edilmelidir. Çayın özellikle açık içilmesi, alkol-sigara tüketilmemesi, aşırı baharattan, salçadan, gaz yapıcı baklagillerden ve bir anda aşırı yemekten kaçınılması akılcı olacaktır. Bunun ötesinde hastalara diyet günlüğü tutmaları, dokunan yemeklerin farkına varıldığında azaltılmaları da önerilebilir.

Bu yazı 2800 kez okundu.
Yazarın Tüm Yazıları
  1. 1. YAZI DİZİSİ ÖNSÖZÜ (3626 kez okundu.) - 22/02/2015
  2. 2. HEPATİT B (2858 kez okundu.) - 02/03/2015
  3. 3. HEPATİT B ENFEKSİYONUNDA DOĞAL SEYİR (3298 kez okundu.) - 08/03/2015
  4. 4. KRONİK HEPATİT B’DE TEDAVİ (4628 kez okundu.) - 15/03/2015
  5. 5. HEPATİT B’DE RİSK GRUPLARINI TANIMLAMA (3224 kez okundu.) - 22/03/2015
  6. 6. HEPATİT B’DEN KORUNMA (3414 kez okundu.) - 27/03/2015
  7. 7. HEPATİT B’DE AŞILAMA (3140 kez okundu.) - 05/04/2015
  8. 8. HEPATİT C (2794 kez okundu.) - 13/04/2015
  9. 9. KARACİĞER SİROZU (2849 kez okundu.) - 19/04/2015
  10. 10. KARACİĞER NAKLİ (3817 kez okundu.) - 26/04/2015
  11. 11. MİDE ÜLSERİ-1 (3135 kez okundu.) - 09/05/2015
  12. 12. MİDE ÜLSERİ-2 (2948 kez okundu.) - 18/05/2015
  13. 13. MİDE ÜLSERİ-3 (2801 kez okundu.) - 24/05/2015
  14. 14. GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI (3525 kez okundu.) - 31/05/2015
  15. 15. GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ TEDAVİSİ (3112 kez okundu.) - 14/06/2015
  16. 16. İRRİTABL (HASSAS) BARSAK SENDROMU (2963 kez okundu.) - 21/06/2015
  17. 17. KALIN BARSAK (KOLON) KANSERİ (2579 kez okundu.) - 01/07/2015
  18. 18. MİDE KANSERİ (2394 kez okundu.) - 12/07/2015
  19. 19. PANKREAS KANSERİ (2389 kez okundu.) - 26/07/2015
  20. 20. ENDOSKOPİ (2746 kez okundu.) - 26/07/2015
  21. 21. KOLONOSKOPİ (2898 kez okundu.) - 26/07/2015
  22. 22. ERCP (2709 kez okundu.) - 26/07/2015
  23. 23. ÇÖLYAK HASTALIĞI (2497 kez okundu.) - 26/07/2015
  24. 24. MİDE KANAMASI (3355 kez okundu.) - 26/07/2015
  25. 25. AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ (FMF) (2233 kez okundu.) - 27/09/2015
  26. 26. İLTİHABİ BAĞIRSAK HASTALIĞI (KOLİT) (4776 kez okundu.) - 27/09/2015
Facebook Yorumları