KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!..

KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!.. / Zekeriya KAYA 02/12/2016

Yüzyıllardır milyonlarca hafız ve milyarlarca Müslüman Kur’an okur. Bu okumaların hiçbirisi bizlere usanç ve bıkkınlık hissi vermez. Tam aksine her okuyuş farklı bir çiçeğin, taptaze bir gülün kokusunu verir. Kur’an’daki bu selaseti, bu halaveti(tatlılık),bu taraveti(gençlik) başka bir eserde bulmak imkansızdır. En güzel bir şiiri, bir ezgiyi bile birkaç kez dinledikten sonra insanlar sıkılır ve dinlemek istemez. Oysaki Kur’an okundukça okunmak istenen bu yönüyle de mucize olan kutsal bir kitaptır. Bu mucizevi yönü birçok müşrik reisi kendine meftun ve hayran bırakmış. Birçoğunu da imana getirmiştir. Kız kardeşini ve eniştesini öldürmek için yola çıkan Ömer’i, Hz. Ömer yapan Kur’an’ın bu selaset ve halavetiydi. Meşhur Şair Lebid’in altın suyuyla yazılmış Kabe’ye asılı şiirini oradan indirten Kur’an’ın halaveti ve belağatıydı. Müşrik reisi Velid Bin Muğire’nin;” Ben çok şair ve şiir dinledim. Bu onlara hiç benzemiyor. Olsa olsa bize tabi olanları kandırmak için bu kelamlara sihirdir.” Demeliyiz ifadelerinin altında Kur’an’ın hep bu mucizevi yönü yatmaktadır. Müşrik reislerin birbirinden habersiz ve gizlice Kur’an dinlemeleri ve bu beşer kelamına benzemiyor ifadelerinin altında Kur’an’ın okunmasındaki ve dinlenilmesindeki halavet ve tatlılık yatmaktadır.

Kur’an hem zikirdir, hem fikirdir, hem hikmettir, hem ilimdir, hem hakikattır, hem şeriattır, hem gönüllere şifa, mü’minlere hidayet ve rahmettir.

Kur’an kalplere kut ve gıdadır. Ruhlara şifadır. Akıllara istikamet, nur ve hikmettir. Nefse mürebbi, münevvir ve müdebbirdir.

Kur’an her türlü ilmi ihtiva eden, bütün insanlığın her türlü maddi ve manevi ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek olan bir kütüphane –i kudsiyedir.

Kur’an zaman geçtikçe kendisine olan ihtiyaç ve iştiyakın arttığı, muhtevası ve vermek istediği mesajların daha iyi anlaşıldığı mukaddes bir kitaptır.

Kur’an, kainat kitabının özü, çekirdeği, fihristesi, haritası ve kıraatıdır. Kainat kitabı onun anlaşılmasıyla anlaşılır. Yoksa manasız ve anlaşılmaz bir kağıt parçasından ibaret kalır. Bu yönüyle kainat kitabının muallimi ve müfessiridir. Kainattaki mütenevvi(farklı) dillerin tercüman-ı ezelisidir. Kur’an; Rabbimizin, değişmemiş ve değişmeyecek olan, kendisinin indirdiği ve yine bizzat kendisinin muhafaza ettiği yegane kitaptır. Kur’an’a inanmak Cennetin kapısını aralamaktır. Ona inanmak Cehennemden kurtulmaktır. Ona inanmak peygamberimizi sevmek ve Allah’a layık kul olmaktır. Ona inanmak kainatı mana-yı harfiyle(Allah hesabına) anlamak ve okumaktır. Ona inanmamak kendin dahil her şeyden mahrum kalmak, yokluğa kanat açıp adem(yokluk) kuyusunun derinliklerine doğru tayeran etmektir.

Kur’an muazzam ve mükemmel bir eczanedir. Eğer ilaçlar kullanılırsa hasta iyileşebilir. Bu asrın insanının Kur’an eczanesine olan ihtiyacı her asırdan daha fazladır. Çünkü en kötü ve en dermansız dertler bu asrımızda ortaya çıkmıştır.

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: ”Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarılırsanız, necat bulur, kurtulursunuz. Biri Kitabullah, biri de Sünnet-i Seniyemdir.”

Hz. Ayşe annemizin , bize biraz Resulullahı anlatır mısınız? Sorusuna cevabı; “Siz Kur’an okumaz mısınız? O Hulukuhu-l Kur’andı.” Yani yaşayan Kurandı. Dolayısıyla Peygamber Efendimizi model almak, Kur’an’ı en güzel şekilde yaşamaktır. RABBİM! Cümlemize Kur’an’ı hakkıyla okumayı, anlamayı ve yaşamayı nasip eylesin....

Bu yazı 8755 kez okundu.

Yazarın Tüm Yazıları