Doğunun Nabzı | Doğunun Nabzı Burada Atıyor ®
Karanlığı Aydınlatan Manevi Işık / Zekeriya KAYA 29/01/2015

İnsanoğlu  insanlığın her devresinde mutlaka birşeylere inanmış ve ona tapmıştır. Bu onun yaratılışından kaynaklanmaktadır. Çünkü sonsuz kudret sahibi insanı abd olarak yaratmıştır. Bundan dolayı insanlık tarihinde çok az insan ilahlık iddasında bulunmuştur. Bu da bir saçmalıktan öteye gidememiştir. İnanan insan inancıyla bütünleşmiş ve bu yolda çeşitli fedakarlıklarda bulunmuştur. Kimisi malını, kimisi akrabalarını, kimisi yurdunu, kimisi canını, cananını ve kimisi hem dünyasını hem de ahiretini bu yolda feda etmiştir.

Peki neden inanç ya da diğer adıyla iman bu kadar değerli?  Acaba  imanın hangi özelliğinden, hangi işlevinden kaynaklanıyor bu değer?

Zannediyorum bu soruları cevaplayabilmek için öncelikle imanın ne olduğunu bilmemiz gerekir.O halde nedir iman?

Işık mı ,nur mu, kuvvet mi, kudret mi, sevmek mi, bağlılık mı? 

Bunların hangisi? Yoksa hepsi mi?

İnsanı, insanlığın zirvesine taşıyan ve Cennet'e yakışır bir varlık yapan iman bunların hepsidir. Ve daha fazlasıdır.

Örneğin; iman nur olsun. NUR olduğunda nasıl bir etki gösterir insanda ve kainatta?

Karanlık bir gece düşünün ki göz gözü görmüyor. Ve siz o karanlık gecede, o geceden daha karanlık bir apartmana giriyorsunuz. Daha sonra o apartmandan daha karanlık bir daireye girdiniz. Oradan o dairenin en karanlık odasında simsiyah bir kalem aramak ne büyük işkence olurdu değil mi?

İnsan böyle bir haldeyken nurun ne kadar rahmet,karanlığın da ne kadar zahmet olduğunu çok iyi anlar. O an nurani bir elin elektrik düğmesine dokunur dokunmaz karanlığı süpüren aydınlığın gelmesi  bizi ne kadar sevindirir. Hem o siyah kalemi bulma hem de odanın ahvalini anlamak noktasında işimizi ne kadar kolaylaştırır.

İşte eğer iman olmazsa insan kendisinden bihaber, çevresinden bihaber, olanlardan bihaber yaşar. Ya da mevcut varlıkları ve meydana gelen olayları öyle sebeplere, öyle nedenlere bağlar ki bu onun çaresizliğini, perişaniyetini, ümitsizliğini yüz kat artırır.

Öncelikle iman nur olması hasebiyle insana herşeyin hakikatını gösterir.İmanla insan üzerinde görünen, vücudunda işleyen, yaşamını idame eden her şeyin Malikini, Halıkını, Mutasarrıfını tanır, bilir.

Peki bunları bilmek neyi değiştirir insanın hayatında? Yani insan gözünü, kulağını, ruhunu, kalbini, zerresini, hücresini... Kısacası vücudunu vereni tanıyınca, bu nasıl bir değer katar insanın hayatına? Bu hal onu nasıl insanlığın zirvesine  taşır?

Bu sorular bana son derece geri kalmış Afrika kabilelerini hatırlattı. O insanlardan birine teknolojik aletlerin hangisini gösterseniz onu o kadar garipseyecekki... Bu garipliği anlatmada kelimeler kifayetsiz kalır. Oysaki telefon, araba, uçak, bilgisayar vb. bu aletlerin hepsi artık bizim için o kadar gereklidir.  Zannediyorum bu gerekliliği ifade etmeyi de kelimelere bıraksak yine kifayetsiz kalacaklar.

Ayrıca bu teknolojik aletler hayatımızda o kadar yer etmiş ki adeta onlarsız hayatımızın devam etmeyeceğini sanıyoruz. Şebekeler gidip telefonlar çalışmadığı zaman ne kadar canımız sıkılıyor, ne kadar üzülüyoruz. Öyle değil mi?

Peki bir an düşünün ki gözleriniz artık görmüyor. Düşüncesi  BİLE  ne kadar  korkunç değil mi? Dış dünyayla bağlantınız kesiliyor. Daha doğrusu dünya sizin olsa bile bir mana ifade etmiyor.

Uzun boylu, dalgalı saçlı, beyaz tenlisiniz... Kısacası son derece güzel bir fiziğiniz var ama göz görmediği için nafile... Her güzel önce kendi güzelliğini görmek ister ama göz görmeyince nafile... Peki ama gözünüz var. Dolayısıyla üst satırlarda söylenen düşünceler için üzülmeye gerek yok. Peki bundan sonra şunları düşünmemiz gerekmez mi? Bu gözü bana veren kim? Ya da bu gözü niçin verdiği, onu vermekteki gayesinin ne olduğunu düşünmemiz gerekmez mi? Belki çok basit bir cevapla bunu bilmeyecek ne var? Elbette gözü görmemiz için vermiştir diyeceksiniz. O zamanda akla şu sualler gelir. Neyi ve nasıl görmek? Mevcudata bakınca ALLAH aklımıza geliyor mu? Kainata ne kadar onun hesabına bakabiliyoruz. Sanata bakınca sani', kitaba bakınca katip, nakşa nazar edince nakkaş hiç aklımıza geldi mi? Sanatı hep sanat olduğu için sevmedik mi? Güzeli hep güzel olduğu için sevmedik mi? Maalesef sevdiğimiz herşey hep bu boyutta kaldı. Yaratılanı severim yaratandan ötürü boyutuna bir türlü geçemedik. Bunun altında yatan en büyük neden, kainata yaratıcısı için bakmamak, sadece yaratılanlara bize bakan yönüyle, işimize, nefsimize yarayan yönüyle bakmaktan kaynaklanıyor. Bizim halimiz her çeşit meyvenin, sebzenin bulunduğu, içinde güzel suların aktığı, renk renk çiçeklerin, böceklerin bulunduğu bir bahçeye girip sadece o bahçenin zahiri güzelliklerine takılıp bahçenin sonunda onu bekleyen  padişahı tanımama ya da onu takmama meselesine benzemektedir. Ne zaman yaratılan masnuat ve mahlukata  ALLAH (c.c.) namına bakarsak o zaman herşey birer mücessem ayet olacaktır. Herşey masnuat-ı ilahiyye ve mahlukat-ı rabbaniyye olur. Fani sevgililer ve devlet büyükleri için yazılan övgüler, senalar, medhiyelerin yönü değişir. Çünkü artık herşey birer kaside-i rabbani ve mektubat-ı ilahi oluvermiştir. Bütün masnuatta görünen kemal, cemal, ihsan onun olduğuna göre, bunların muktezası olan hamdler, şükürler, senalar ona ait olmalı. Nimet kimin ise minnet ona olmalı. İşte iman nazarıyla kainata bakan insan, kainatı bir kitab-ı samedani şeklinde görür. O kitaptaki harfler, kelimeler, cümleler, sahifeler hep katibini anlatmaktadır. Biz o kitabı okudukça katibe olan marifetimiz ve muhabbetimiz artmaktadır.                                                                                                   

Kainatı kitaba benzetme mülahazası açılınca ALLAH (c.c.) aklıma iman, küfür, kitapla ilgili şöyle bir temsil daha ihsan etti. Düşünün ki siz çince bilmiyorsunuz ve size ömrünüz boyunca çince kitaplar okuma vazifesi verildi. Siz hep o kitapları okuyacaksınız. O zaman dakikalar saatler gibi saatler günler gibi günler haftalar gibi uzun gelirdi. Hayatınız tam bir işkenceye dönerdi. Yaşamak artık size hiç zevk vermezdi. Bir de bir solukta okuduğunuz kitapları düşünün. O kitabın sonunu getirmek için uykunuzdan, yemenizden, içmenizden, kısıp  biran önce bitirme heyecanıyla okuduğuz kitapları düşünün. İşte kainata imanla bakan mümin ile küfürle bakan kafirin durumu buna benzemektedir. Nitekim o kainat kitabında en şuurlu kelime biziz. Kitap bizimle anlam kazanmakta ve maalesef bizimle bir kağıt parçasından ibaret kalmaktadır. Bu verilen birkaç temsil bile imanın hayatımıza ne kadar anlam kattığını anlatmaktadır. İmansız hayat ise kör, sağır, akılsız bir insanın indinde hayat ne ise ona da o olmaktadır. Bize bu vücudu veren, havayı, suyu, güneşi, toprağı, yağmuru, rüzgarı vs. bunca nimetleri ihsan eden bir muhsin, münim, mükrim, müşfik bir zata karşı almamız gereken hal ve vaziyet nedir ve nasıl olmalıdır? Bunları hiçe sayıp görmezden gelip çince bilmeyen o insanın durumuna düşüp nankör asiler defterine yazılmak mı? Yoksa bunları vereni hakkıyla tanıma, ona müteşekkir olma, onun hoşuna giden, onu memnun eden bir hal almak mıdır? Ya çince bilmeyen okuyucunun çince okumaya mahkum edilip bir ömür boyu sıkıntılı bir hayat geçirdikten sonra daha sıkıntılı bir hayata doğru ilerlemek.Ya da okuduğu kitabın zevki bütün zaruri ihtiyaçlarının, hobilerinin ve zevklerinin üstüne çıkıp bundan daha zevkli bir hayata doğru gitmek.

KARAR SİZİN... 

 

 

Bu yazı 3139 kez okundu.
Yazarın Tüm Yazıları
  1. 1. Karanlığı Aydınlatan Manevi Işık (3140 kez okundu.) - 29/01/2015
  2. 2. Risale-i Nurdan Güzel Söz (2686 kez okundu.) - 26/01/2015
  3. 3. Neye Niyet Oraya Kısmet (2513 kez okundu.) - 02/02/2015
  4. 4. Çocuk Mu ! (2623 kez okundu.) - 06/02/2015
  5. 5. BENİ ÖLDÜRÜN Kİ... (2833 kez okundu.) - 13/02/2015
  6. 6. SENSİZ YAŞAMAK... (4704 kez okundu.) - 17/02/2015
  7. 7. FATMAGÜL’ÜN SUÇU NE!.. (4794 kez okundu.) - 23/02/2015
  8. 8. 28 ŞUBAT DRAMI (3580 kez okundu.) - 28/02/2015
  9. 9. EY TÜRKLER VE KÜRTLER !... (3837 kez okundu.) - 07/03/2015
  10. 10. ÇANAKKALE GEÇİLDİ !... (6199 kez okundu.) - 14/03/2015
  11. 11. ÖLÜMÜ ÖLDÜREN NEVRUZ !... (3274 kez okundu.) - 20/03/2015
  12. 12. KAİNATI AĞLATAN ADAM ! (3805 kez okundu.) - 23/03/2015
  13. 13. STOCKHOLM SENDROMU VE SİGARA !... (3729 kez okundu.) - 28/03/2015
  14. 14. İLAHİ AŞK (4339 kez okundu.) - 04/04/2015
  15. 15. KADER SENİ BANA YAZMIŞSA... (4105 kez okundu.) - 10/04/2015
  16. 16. PEYGAMBER EFENDİMİZE MEKTUP... (4969 kez okundu.) - 16/04/2015
  17. 17. SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE!... (4091 kez okundu.) - 20/04/2015
  18. 18. PEYGAMBER EFENDİMİZ VE EMPATİ... (14394 kez okundu.) - 25/04/2015
  19. 19. NİSAN YAĞMURUM!... (3901 kez okundu.) - 03/05/2015
  20. 20. ANNE KİMDİR !... (4121 kez okundu.) - 09/05/2015
  21. 21. PEYGAMBER EFENDİMİZ NEDEN MİRACA ÇIKTI ? (4337 kez okundu.) - 14/05/2015
  22. 22. BEDİÜZZAMAN VE DEPRESYON... (6506 kez okundu.) - 20/05/2015
  23. 23. DOKUNMATİK GENÇLİK (3820 kez okundu.) - 03/06/2015
  24. 24. BABA DA KİM OLUYOR (4145 kez okundu.) - 14/06/2015
  25. 25. ÖLÜMÜ UNUTMAK ÖMRÜ UZATIR MI?... (3913 kez okundu.) - 26/06/2015
  26. 26. BEDİÜZZAMAN VE EGOİZM... (3929 kez okundu.) - 09/07/2015
  27. 27. CHARLİE’NİN ZEBANİLERİ!... (4324 kez okundu.) - 27/07/2015
  28. 28. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!... (5229 kez okundu.) - 07/08/2015
  29. 29. BANA HER ŞEY SENİ HATIRLATIYOR!... (4810 kez okundu.) - 25/08/2015
  30. 30. SANA KURBAN OLAYIM!... (3448 kez okundu.) - 21/09/2015
  31. 31. KALBİMİZE OPERASYON !... (3466 kez okundu.) - 03/10/2015
  32. 32. EY AŞK ! SEN KİMSİN? (3876 kez okundu.) - 16/10/2015
  33. 33. RABBE YÖNELİŞ (3780 kez okundu.) - 30/10/2015
  34. 34. SAMİMİYET NEDİR? (3733 kez okundu.) - 16/11/2015
  35. 35. NAMAZ VE RABBİMİZ (3304 kez okundu.) - 06/12/2015
  36. 36. SENİ SEVMEK !... (3261 kez okundu.) - 26/12/2015
  37. 37. ŞİFRELERİ KARIŞTIRDIK!... (3453 kez okundu.) - 13/01/2016
  38. 38. BENİM ADIM AŞK !... (2976 kez okundu.) - 17/02/2016
  39. 39. İKİ DÜNYALI OLMAK!... (3403 kez okundu.) - 15/03/2016
  40. 40. BEDİÜZZAMAN VE EĞİTİM (3884 kez okundu.) - 31/03/2016
  41. 41. KİBİR AZABI (3132 kez okundu.) - 21/04/2016
  42. 42. BAŞIMIZDAKİ KEFEN VE ÜSTÜMÜZDEKİ TOPRAK... (3222 kez okundu.) - 16/05/2016
  43. 43. HAZRET-İ İNSAN (4703 kez okundu.) - 03/07/2016
  44. 44. ÇİLEKEŞ DOST (3077 kez okundu.) - 19/10/2016
  45. 45. KUR’AN’I GÜZEL OKUMAK VE DOĞRU YAŞAMAK!.. (8756 kez okundu.) - 02/12/2016
  46. 46. KURBANI KURBUNA VESİLE ETMEK... (1847 kez okundu.) - 20/08/2017
  47. 47. MUALLİM-İ EKBER ALLAH'TIR. (1227 kez okundu.) - 25/03/2018
  48. 48. EĞİTİM ve YEMEK (1322 kez okundu.) - 01/05/2018
  49. 49. DUYGULARIMIZI EMEN VAMPİRLER-1 (1402 kez okundu.) - 30/09/2018
  50. 50. DUYGULARIMIZI EMEN VAMPÎRLER 2 (1434 kez okundu.) - 08/01/2019
  51. 51. HAYAT KALEMÎ AŞK MÜREKKEBÎNDEN BESLENÎR (1483 kez okundu.) - 21/01/2019
  52. 52. GALÎBA ÂHÎR ZAMAN (1426 kez okundu.) - 29/01/2019
  53. 53. SENDE BÎNYIL YAŞAMAK ÎSTERDÎM (1669 kez okundu.) - 18/02/2019
  54. 54. HAKİKÎ EVİMİZ (1417 kez okundu.) - 14/03/2019
  55. 55. SESSÎZ ÇIĞLIK;HALEPÇE (1735 kez okundu.) - 17/03/2019
  56. 56. BÎZ SENÎN KARDEŞLERÎNÎZ YA RESULULLAH! (1505 kez okundu.) - 16/04/2019
  57. 57. İKİ KÖYLÜ İKİ BAHÇE (1076 kez okundu.) - 04/09/2019
  58. 58. GEL.. (1332 kez okundu.) - 05/11/2019
  59. 59. ZAMANSIZ (1329 kez okundu.) - 12/03/2020
Facebook Yorumları