DOKUNMATİK GENÇLİK

DOKUNMATİK GENÇLİK / Zekeriya KAYA 03/06/2015

Çocuklarımızı, gençlerimizi çok seviyoruz. Bu sevgimizin en büyük göstergesi istedikleri, sevdikleri şeyleri almak. Hele bu alacağımız şey derslerine katkıda bulunacaksa, dersini oradan çalışacaksa, öğretmeni istemişse bunu almak zorunlu hale gelir. Bu; genelde bir bilgisayar, bir tablet ya da akıllı cep telefonu olur. Bunları alırız ama internetsiz bunların gençlerimiz için pek bir işlevi yoktur. Bundan dolayı eve internet bağlanmalı; bu, hiper internet ve sınırsız olmalı. Evladımız, kızımız sınırsız internetle sınırsız ve tanımadığı cins cins rengarenk bir arkadaş kitlesiyle tanışmakta ve onlarla arkadaş olmaktadır. Gerçek hayatta hiçbir mekanda hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek bu kafadarlar chatleşmekte, çok rahat yalan söylemekte, farklı resimler, farklı ve kendilerine ait olmayan isimler kullanmakta hayali bir dünyada yaşanılmaktadır.

Bu arada bunca imkandan sonra derslerinde daha üst bir başarı beklediğimiz evladımız sınırsız internet sayesinde dersleriyle arasına sınırsız bir ara koymakta, başarısı düşmekte, ahlakı değişmektedir. Sofrada bizimle oturmamakta, odasından çıkmamakta, uyku bozuklukları, düzensizlikleri yaşamaktadır. Daha sosyal olmasını beklediğimiz bu gençler son derece asosyal olmakta kendinden, ailesinden, toplumdan hızlı bir şekilde uzaklaşmaktadır. Gençlerimize aldığımız bu dokunmatik aletlerle en basit bir durumda agresifleşen, dokunulmazlığı olan, kendisinden istenilen en küçük bir talep karşısında aciz ,güçsüz bir gençlik yetişmektedir.

EVET biz evladlarımızı çok seviyoruz ve onlar için yaşıyoruz. Bazen onlar için aldığımız ve kontrolsüz kullandıkları bu teknolojik aletlerle hem onların hayatını hem de kendi hayatımızı yaşanmaz hale getirebiliyoruz.

Bir dokunup bin ah işitilen gençlik... Bir bardak suyu annesine getiremeyen vefasız bir gençlik... Vakti kendisine ihsan eden RABBİNE iki rekat namaz kılmak için vakit bulamayan lakayt ve rahat bir gençlik... Hayatın anlamını, tadını facebook sayfalarında, twitter mesajlarında, internet oyunlarında arayan gerçek değil hayali bir dünyada yaşayan hayalperest bir gençlik...

BEDİÜZZAMAN Hazretlerinin Konferans isimli eserinden bir alıntı ile makaleme devam etmek istiyorum. ”İslam’ın düşmanları taktik değiştirmişler... Bir din yok edilmek, vicdanlardan çıkarılmak isteniyor. Gençliğin dimağları(akıl) boşaltılmak, bu boşluk batıl fikirler, solak düşüncelerle doldurulmak isteniyor. Anasına itaat etmeyen, babasına hürmeti olmayan, hocalarına isyan eden ,hayata isyan eden, ilahi kanunlara isyan eden, ALLAH’a isyan eden, kendine isyan eden, ne yaptığını bilmeyen asi bir gençlik meydana getirilmek isteniyor. İşte sinema köşelerinde kuyruk, sokak başlarında işsiz, kahve köşelerinde kumarbaz, mektebde başarısız!... Gazetelerde yazarlara sermaye, haberlerde kaçak, cani, hırsız, ahlaksız ve kimsesiz... ANA ondan dert yanıcı, BABA ondan şikayetçi, ÖĞRETMEN ondan şikayetçi, polis ve hükümet ondan şikayetçi; pedagoglar onlar için toplanır. Eğitim kongrelerinde birinci sandalyeye onun konusu oturtulur. Mütefekkirlerimiz onlar için kafa yorar, mürekkep harcar, kağıtlar karalar...”

Eğer dokunulmazlığı olan dokunmatik bir gençliğin meydana gelmesini istemiyorsak; gençlerimizin KUR’AN’a, namaza, seccadeye, abdest için suya dokunmalarını sağlayacak gerekli şartları hazırlayalım. Ateşi insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinin dokunduğumuz telefon veya bilgisayar ekranından bize ve ailemize saldırmasına izin vermeyelim. Dokunduğumuz her tuş Cennet kapısının bir şifresi, açılan her ekranda Cennetin bir manzarası, tablosu olsun. Evimize bağladığımız internet bağlantısı hiper iman bağlantısına dönüşsün. Bilgisayarımız ya da akıllı cep telefonumuzda kimi zaman bize KUR’AN okuyan bir hafız, kimi zaman bize nasihat eden bir vaiz, kimi zaman bize ders anlatan onu hiç üzmediğimiz bir öğretmen, istediğimiz bilgiye bizi çok çabuk ulaştıran küresel bir kütüphane, bizi sevdiklerimizle konuşturan yüz yüze göz göze getiren fedakar bir dost olsun.

UNUTMAYIN! Siz onları (bilgisayar, telefon) yola getirmezseniz, onlar sizi yoldan çıkarır.

Bilgisayar ,cep telefonu vs. ekranlarından maddi ve manevi nur birlikte gözümüze, aklımıza, kalbimize aksetsin. Gözümüz ışıkla, aklımız ilim ve bilimle, kalbimizde iman nuruyla nurlansın.

LÜTFEN!... LÜTFEN!... LÜTFEN!... Televizyonumuzu, bilgisayarımızı, cep telefonumuzu da Müslüman yapalım. Onlara iftarsız ve sahursuz sürekli oruç tutturalım. Kötü söz ve kötü görüntü söylemelerini ve göstermelerini onlara kullanım süreleri boyunca yasaklayalım. Katilin elindeki bıçak değil doktorun elindeki neştere dönüştürelim. Maddi ve manevi hayatımızın kurtuluşuna vesile yapalım.

Bu yazı 3822 kez okundu.

Yazarın Tüm Yazıları